ATİKER KONYASPOR'U TANIYAMIYORUM !..
Gençlerbirliği deplasmanından, en az 1 puan alır düşüncesiyle gittiğim Ankara'dan, oynadığı oyuna göre hakettiği mağlubiyetle dönmenin üzüntüsü ve hayal kırıklığını henüz üzerimden atabilmiş değilim. Maçı izlerken Konyaspor'u değil, umudunu yitirmiş, her şeyi kabullenmiş, hedefini önemsemeyen, ruh halinde bir isteksizlik olan başka bir takım geldi gözlerimin önüne. özellikle ligin ikinci yarısında başgösteren ve acemice yapılan hatalar zincirinin yanısıra, adeta sezonu kafasında bitirmiş, tatile girmek üzere olan bir topluluk var gibiydi sahada. Çok net belirtebilirim ki hiç bir artı katkısı olmadan normal oyununu oynadığı takdirde Ankara'dan çok rahatlıkla üç puanı alabilecek bir Konyaspor olsaydı, şu anda puanı 31 olacaktı yeşil beyazlıların. Atiker Konyaspor'daki isimleri tek tek belirtmek istemiyorum çünkü takım halinde kötüydü ve bu kötü oyun sezonun ikinci yarısından itibaren SOS veriyordu zaten. Birçok nedenleri olabilir bu gidişatın. Ama benim şahsi görüşüm Aykut Kocaman faktörü. Yanlış anlaşılmasın. Bu kötü gidişin faturasını Aykut hoca'ya kesmek haksızlık olur. Ama Aykut hoca'yı saha içerisinde bir kaç aydır özellikle takip ediyorum. Vücut dilinden ve bildiğimiz alışılagelmiş enerjisinden çok çok uzakta Aykut hoca. Belliki kafası ne kadroda, ne oyunda, nede sonuçlarda. Açıkçası Konya'da değil sanki. Birçok kişi bu belirttiğim izlenime Fenerbahçe mi diyebilir. Mümkündür olabilir ama ben sanmıyorum sadece Fenerbahçe odaklı değil bu durgunluk ve yüz ifadesi. Bunun bir sonucu olabilir takımdaki düşüşün nedeni, Aykut hoca'nın düşünce yorgunluğunun sebebi oyuncularada yansımış olabilir diye düşünüyorum. Bu belirttiğim fikirler tamamen bana ait ve benim şahsi görüşümdür. Böyle bir şey kesin var olarak algılanmamalı. Ben sadece 6. hissime çok güvendiğim için böyle bir kanıya vardım. Eğer doğru ise ve gerçekten böyle bir durum varsa çözümü bulunmalı bir şekilde.
BU KARIŞIKLIK NEDİR ?
Antalya beraberliği ve Gençlerbirliği mağlubiyetinin ardından çok zorlu bir dört haftanın virajına giren Atiker Konyaspor, geçen sezonun gerisinde. Neden gerisinde olduğunun birçok nedeni var ve bu birçok nedenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Çünkü çözülemeyen problemlerin üzerine başka problemler biriktiği için uzun vade değil, artık anlık ve günü kurtarmak adına hamleler yapılmaya başlandı. Bana göre sorunların çözümü hep ötelendiği için veya önemsenmediği için başarısızlık diyebileceğimiz kategoriye yaklaştığımızı söyleyebilirim. Çünkü takımın bu gidişine hep pembe tablodan bakan, madalyonun diğer yüzünü görmek istemeyen yönetim, yaptığı hataları kabullenmemesi nedeniyle şeffaf olamamaktadır. Görsel ve yazılı basında her gün okuduğumuz, izlediğimiz ve sıkıldığımız bahanelerle ortamı germemek veya yumuşatmak adına yapılan açıklamalardan bahsediyorum. Örnek mi ? " Bu takım geçen sezonun sadece altı puan gerisinde bunun için telaş yapmanın bir anlamı yok " doğru söze nedenir. sadece altı puan fark var geçen sezonla. Ancak bunu açıklayan yönetim geçen sezon yukarıdaki ve aşağıdaki takımlarla arasındaki puan farkını bilmiyor mu yoksa laf olsun, taraftar sakinleşsin diyemi böyle acemice ve kandırmaya yönelik açıklama yapılıyor. Onada bir anlam verebilmiş değilim açıkçası. Bakıyorum geçen sezonun 21. haftasında Atiker Konyaspor, 34 puanla 6. sırada, Üçüncü sırada bulunan Akhisar'ın 2 puan gerisinde. Düşme hattının sınırındaki ve 15. sırada bulunan Kayserispor'un 22 puanı var. Yani puan farkı aşağıyla 12 yukarıyla 2. Bu sezonun 21. haftasında ise üçüncü sıradaki Galatasaray'ın puanı 40 ve ne tesadüftürki yine 15. sırada bulunan Kayserisporun puanı yine 22.
Kısacası geçen sezon ile bu sezonun 21. haftasını belirten iki resim paylaşmak istiyorum. Bu iki resim arasındaki 7 fark nedir sizce ?
İKİ RESİM ARASINDAKİ FARKLAR !..
KARARLI VE ISRARCI OLMAK !..
Birçok konuda rakiplerinin hep aşağısında kalan yönetim, ligi üçüncü bitirmiş .bir takımın vizyonunu devam ettirmek veya vizyonunu geliştirmek yerine çıtasını düşürmesi, Atiker Konyaspor'un kalitesinide düşürmektedir. ve şu bilinmelidir ki Konyaspor taraftarı ve camisası bilinçlidir, Her şeyin farkındadır. Ama şu dönemde takıma zarar vermemek için sesini çıkarmamaktadır. Bunu neden belirtiyorum ? çünkü karşılaştığım ve sohbet ettiğim birçok taraftarımız her şeyin farkında.
Bu yüzden Konyaspor yönetimi şeffaf olmalı, ve maddi manevi her soruya açık yüreklilikle cevap verebilmeli. Kaçamak cevaplar hem takıma, hem Teknik direktör ve Teknik ekibe, hem taraftara hemde Konyaspor'a zarar veriyor. Sayın yönetimin Aykut hoca konusundaki kararlılığını ve ısrarını beğeniyorum ama maalesefki bu kararlılığını ve ısrarcı tutumunu başka alanlardada göstersin istiyorum.
Kalın sağlıcakla.
21 Şubat 2017 Salı
18 Şubat 2017 Cumartesi
ÖMER ALİ İLE DURUM DEĞERLENDİRMESİ !..
Spor Toto Süper Lig tüm hızıyla sürerken, takımlar artık bütün kozlarını ortaya koyuyorlar. Bazı takımlar şampiyon olabilmek için müthiş bir mücadele içerisinde bulunurken, bazı takımlar Avrupa kupalarına katılabilmek adına hedef belirlediler. Üst sıralarda bulunmayan takımlar ise bu sezonu kapatarak önümüzdeki sezonun planlamasını yapmaya başlarken, alt sıralardaki takımlar lige tutunabilmenin hesaplarını yapıyorlar. 21.haftada Atiker Konyaspor'un durumu nedir, sonraki haftalarda neler olur, hedef nedir ? işte bu ve bunun gibi merak edilen konuları, konuğum olan, başarılı oyuncu Ömer Ali Şahiner'le konuştuk.
Konuştuğumuz konuları alışılagelmiş bir biçimde röportaj veya soru cevap şeklinde değil, sohbet ortamında size aktarmak istiyorum. Daha önce birkaç kez oturup sohbet ettiğimiz sevgili dostum Ömer Ali ile bir mekânda oturduk ve muhabbetimize Antalya maçıyla başladık.
Antalya maçı için !..
Soğuk havada sıcak saleplerimizi yudumlarken Antalya maçı için keşke onbir onbir devam etseydik noktasında hemfikir olduk. Ancak onbir onbir devam ettiğimiz zaman son 20 dakikadaki baskıyı kurabilecekmiydik ? sorusuna abi haklısın oyun sisteminde değişiklik olmayacağı için yoğun baskı kurmasak bile bir şekilde golü bulurduk dedi. Çünkü Antalya'yı ikinci yarıda çözmüştük. Penaltı kaçabilir doğaldır ama 9 - 10 kişi kalmış bir takım daha çok dirençli oynar. Her oyuncu iki kişilik oyun oynamaya başlıyor bu yüzden kapalı savunmayı geçmekte hayli zorlandık ve üzgünüm ama başaramadık dedi. Hayırlısı olsun diyerek hedef konusundaki fikirlerini öğrenmek istedim. Tam bu esnada Ömer Ali telefonunu eline aldı ve kaşlarını çatarak abi olmaz ya. Trabzon maçı seyircisiz, Başakşehir maçı tribün kapatma cezası verilmiş deyince konu taraftara geldi. Hedeften sapma olduğu takdirde önümüzdeki sezon bu seyirciyi bulamayabiliriz sen ne düşünüyorsun diye sordum. Abi katılıyorum ama şöyle bir durum söz konusu. Geçtiğimiz sezon ligi 3. bitirdiysek başarılı olduk demektir. Bu sezon 5-6 da bitirsek başarısızmı sayılacağız deyince ben direkt evet dedim. Olurmu öyle şey abi şunu unutmamak gerekiyor bu takım daha 3-4 sene önce kulübün anahtarını nereye teslim edelim diye düşünüyordu. Şimdi nerelerdeyiz. 3. Bitirdiysek başarılı sayılmamız için illaki 2.nci mi olmamız gerekiyor ? tabiki hayır. Anadolu takımları için bu bir rizk. Hangi anlamda rizk dediğim zaman, hem mali anlamda hemde yapı itibariyle rizk, yani geçen sezon gösterdiğin başarının üstüne çıkabilmen için transfer yapman gerekiyor. Transfer yaparkende paraya kıyıp isim yapmış yıldızlar alınıyor. Ama mayası tutmadığı zaman hem maddi zarar hem manevi zarar. Doğruydu söyledikleri. Yeri gelmişken tribünlerden gelen bazı görüşleri sanada sorayım. Aslına bende tribünlerle aynı düşüncedeyim.
On numara ihtiyacı !..
Bu takımda on numara eksikliği var bu aşikâr, ne diyorsun ? Kesinlikle şart ama artık bu şekilde ligi tamamlamamız gerekiyor cevabının ardından zaman neden Aykut hoca ısrarla istemesine rağmen Traore alınmadı sorusuna abi traore takıma katkı sağlayan bir oyuncu ama maliyeti yüksekti. Sadece Traore değil, Menejeri, Kulübü, kendisi için ödenecek miktar yüksekti. Diyelimki yönetim Traore'yi aldı o zaman içerideki mali denge bozulabilirdi. Bu cevaba göre, yönetime topu atmak için lafı yapılması gereken ama yapılamayan transferlere getirdim. Yani Ömercim tamam da, Traore konusu öyleydi. Peki ya Torje, Hleb, Djalma, Holmen ? bunları elde tutmak için neden yönetim kılını kıpırdatmadı. ? Ömer Ali bu soruyu, soruyla cevap vererek yanıtladı. Abi Holmen konusu biraz farklı Holmen ailesi için ve İstanbul'a gitmek istediği için ısrar edilmedi. Djalma ve Torje olduğu zamanlar takım ligi kaçıncı sırada bitirdi ? 7 veya 8 dedim. Şimdi onlar yok kaçıncı sıradayız ? Çok doğru ve mantıklı bir soruya benim cevabım 7.yiz, ama peki en azından torje veya Traore bu sezon olsaydı şimdi 7.sıradamı olurduk diye karşılık verdim. Hatta ben iddia ediyorumki gruptan çıkamasak bile en azından Gent ve Braga maçlarının birini kazanabilirdik dedim.
Ömer Ali ve transfer !..
Konuyu yine kendisine getirmek için, Sezon başında ve devre arasında sana teklifler geldi. Trabzon'a gitmeyi düşündünmü sorusuna Ömer Ali, evet abi düşündüm ama bu konuda kafam biraz karışıktı. Başkanımız beni aradı ve sana ihtiyacımız var bu kesin, Ama senin fikrin nedir diye sordu. Bende, tabiiki gitmek isterim ancak kulübüme bir şeyler kazandırarak gitmeyi isterim. Aksi takdirde Konya'da mutluyum. Kulübüme yararlı olabileceksem ve benim Trabzon'da kazanacağım miktarın dışında, hem bana hemde Konyaspor'a yarayacaksa neden olmasın ? Ancak şu var. Burada benim ve arkadaşlarımın alacağı yok. Trabzon daha yeni toparlandı ve ödemelerde sıkıntı yaşanabilirdi. Tüm bunları düşünerek takımda kalmamın doğru olacağına karar verdik. Bunları konuşurken biraz gülelim diye bir espiri yaptım. Ömer sana birşey soracağım, Sen ve Skubiç şu anda takımın vazgeçilmezlerindensiniz, sen veya skubiç başka bir yere transfer olduğunuz zaman takım ikinizide kesinlikle arar. Bu yüzden sizin yerinizi dolduracak veya sizin üzerinizde bu takıma fayda sağlayacak transferler yapılması gerekiyor. Bu konudaki fikrin nedir. Abi futbolculuk böyle birşey, hiç kimse olmazsa olmaz değildir. Ben profesyonel bir oyuncuyum. Futboldan para kazanıyorum. Ama benim kendi fikrime göre Kulübüm ve benim avantajım olduğu zaman her şey olabilir.
Yanlış bilmiyorsam 2018 e kadar sözleşmen var. Diyelimki sezon sonunda Dortmund seni aradı gidermisin dediğim zaman. Gitmemmi abi ne diyorsun diyerek gülüştük ve takımdaki hedefin Avrupa olarak belirlendiğini biliyoruz bu konudaki fikrin nedir diye sorarak ekledim. Bu sezonun 25. haftasından itibaren yine yükselişe geçebileceğimizi düşünüyorum. Çünkü fikstür rahatlığımız oluşacak. Ama devre arasında yapılan transferlerle bazı takımlar hızla yükselişe geçti bunun için biraz daha dikkatli olmak zorundayız dedim. Abi doğru söylüyorsun Fenerbahçe maçından sonra fikstürümüz rahatlayacak. bazı takımlar yükselişe geçmiş olabilir bizi ilgilendirmez. Biz kendi işimize bakacağız.Yükselişte olmaları hiç önemli değil. Beşiktaş şampiyon adayı. İlk puan kaybını Konya'da yaşadı. Başakşehir'de hızla yükselen takımlardan biriydi. Ne oldu ? deplasmanda berabere kaldık. Onun için ligde ne olacağını hep birlikte göreceğiz.
Avrupa için Kupa'da final oynamak yetmiyor !..
Peki Ömercim, Kupa ? sorusuna cevap, final oynarız.
Ama final oynamak yetmiyor. Avrupa'ya gitmek için kupayı kaldırmamız gerekiyor.
Abi final oynarız da finalde neler olur kim olur bilemiyorum diyerek müsaade istedi. ve Bu güzel sohbeti noktaladık.
Bir sonraki yazımda taraftar köşesine yine değerli bir taraftarımız konuk olacak ve süper ligi genel olarak değerlendireceğiz.
Kalın sağlıcakla.
Konuştuğumuz konuları alışılagelmiş bir biçimde röportaj veya soru cevap şeklinde değil, sohbet ortamında size aktarmak istiyorum. Daha önce birkaç kez oturup sohbet ettiğimiz sevgili dostum Ömer Ali ile bir mekânda oturduk ve muhabbetimize Antalya maçıyla başladık.
Antalya maçı için !..
Soğuk havada sıcak saleplerimizi yudumlarken Antalya maçı için keşke onbir onbir devam etseydik noktasında hemfikir olduk. Ancak onbir onbir devam ettiğimiz zaman son 20 dakikadaki baskıyı kurabilecekmiydik ? sorusuna abi haklısın oyun sisteminde değişiklik olmayacağı için yoğun baskı kurmasak bile bir şekilde golü bulurduk dedi. Çünkü Antalya'yı ikinci yarıda çözmüştük. Penaltı kaçabilir doğaldır ama 9 - 10 kişi kalmış bir takım daha çok dirençli oynar. Her oyuncu iki kişilik oyun oynamaya başlıyor bu yüzden kapalı savunmayı geçmekte hayli zorlandık ve üzgünüm ama başaramadık dedi. Hayırlısı olsun diyerek hedef konusundaki fikirlerini öğrenmek istedim. Tam bu esnada Ömer Ali telefonunu eline aldı ve kaşlarını çatarak abi olmaz ya. Trabzon maçı seyircisiz, Başakşehir maçı tribün kapatma cezası verilmiş deyince konu taraftara geldi. Hedeften sapma olduğu takdirde önümüzdeki sezon bu seyirciyi bulamayabiliriz sen ne düşünüyorsun diye sordum. Abi katılıyorum ama şöyle bir durum söz konusu. Geçtiğimiz sezon ligi 3. bitirdiysek başarılı olduk demektir. Bu sezon 5-6 da bitirsek başarısızmı sayılacağız deyince ben direkt evet dedim. Olurmu öyle şey abi şunu unutmamak gerekiyor bu takım daha 3-4 sene önce kulübün anahtarını nereye teslim edelim diye düşünüyordu. Şimdi nerelerdeyiz. 3. Bitirdiysek başarılı sayılmamız için illaki 2.nci mi olmamız gerekiyor ? tabiki hayır. Anadolu takımları için bu bir rizk. Hangi anlamda rizk dediğim zaman, hem mali anlamda hemde yapı itibariyle rizk, yani geçen sezon gösterdiğin başarının üstüne çıkabilmen için transfer yapman gerekiyor. Transfer yaparkende paraya kıyıp isim yapmış yıldızlar alınıyor. Ama mayası tutmadığı zaman hem maddi zarar hem manevi zarar. Doğruydu söyledikleri. Yeri gelmişken tribünlerden gelen bazı görüşleri sanada sorayım. Aslına bende tribünlerle aynı düşüncedeyim.
On numara ihtiyacı !..
Bu takımda on numara eksikliği var bu aşikâr, ne diyorsun ? Kesinlikle şart ama artık bu şekilde ligi tamamlamamız gerekiyor cevabının ardından zaman neden Aykut hoca ısrarla istemesine rağmen Traore alınmadı sorusuna abi traore takıma katkı sağlayan bir oyuncu ama maliyeti yüksekti. Sadece Traore değil, Menejeri, Kulübü, kendisi için ödenecek miktar yüksekti. Diyelimki yönetim Traore'yi aldı o zaman içerideki mali denge bozulabilirdi. Bu cevaba göre, yönetime topu atmak için lafı yapılması gereken ama yapılamayan transferlere getirdim. Yani Ömercim tamam da, Traore konusu öyleydi. Peki ya Torje, Hleb, Djalma, Holmen ? bunları elde tutmak için neden yönetim kılını kıpırdatmadı. ? Ömer Ali bu soruyu, soruyla cevap vererek yanıtladı. Abi Holmen konusu biraz farklı Holmen ailesi için ve İstanbul'a gitmek istediği için ısrar edilmedi. Djalma ve Torje olduğu zamanlar takım ligi kaçıncı sırada bitirdi ? 7 veya 8 dedim. Şimdi onlar yok kaçıncı sıradayız ? Çok doğru ve mantıklı bir soruya benim cevabım 7.yiz, ama peki en azından torje veya Traore bu sezon olsaydı şimdi 7.sıradamı olurduk diye karşılık verdim. Hatta ben iddia ediyorumki gruptan çıkamasak bile en azından Gent ve Braga maçlarının birini kazanabilirdik dedim.
Ömer Ali ve transfer !..
Konuyu yine kendisine getirmek için, Sezon başında ve devre arasında sana teklifler geldi. Trabzon'a gitmeyi düşündünmü sorusuna Ömer Ali, evet abi düşündüm ama bu konuda kafam biraz karışıktı. Başkanımız beni aradı ve sana ihtiyacımız var bu kesin, Ama senin fikrin nedir diye sordu. Bende, tabiiki gitmek isterim ancak kulübüme bir şeyler kazandırarak gitmeyi isterim. Aksi takdirde Konya'da mutluyum. Kulübüme yararlı olabileceksem ve benim Trabzon'da kazanacağım miktarın dışında, hem bana hemde Konyaspor'a yarayacaksa neden olmasın ? Ancak şu var. Burada benim ve arkadaşlarımın alacağı yok. Trabzon daha yeni toparlandı ve ödemelerde sıkıntı yaşanabilirdi. Tüm bunları düşünerek takımda kalmamın doğru olacağına karar verdik. Bunları konuşurken biraz gülelim diye bir espiri yaptım. Ömer sana birşey soracağım, Sen ve Skubiç şu anda takımın vazgeçilmezlerindensiniz, sen veya skubiç başka bir yere transfer olduğunuz zaman takım ikinizide kesinlikle arar. Bu yüzden sizin yerinizi dolduracak veya sizin üzerinizde bu takıma fayda sağlayacak transferler yapılması gerekiyor. Bu konudaki fikrin nedir. Abi futbolculuk böyle birşey, hiç kimse olmazsa olmaz değildir. Ben profesyonel bir oyuncuyum. Futboldan para kazanıyorum. Ama benim kendi fikrime göre Kulübüm ve benim avantajım olduğu zaman her şey olabilir.
Yanlış bilmiyorsam 2018 e kadar sözleşmen var. Diyelimki sezon sonunda Dortmund seni aradı gidermisin dediğim zaman. Gitmemmi abi ne diyorsun diyerek gülüştük ve takımdaki hedefin Avrupa olarak belirlendiğini biliyoruz bu konudaki fikrin nedir diye sorarak ekledim. Bu sezonun 25. haftasından itibaren yine yükselişe geçebileceğimizi düşünüyorum. Çünkü fikstür rahatlığımız oluşacak. Ama devre arasında yapılan transferlerle bazı takımlar hızla yükselişe geçti bunun için biraz daha dikkatli olmak zorundayız dedim. Abi doğru söylüyorsun Fenerbahçe maçından sonra fikstürümüz rahatlayacak. bazı takımlar yükselişe geçmiş olabilir bizi ilgilendirmez. Biz kendi işimize bakacağız.Yükselişte olmaları hiç önemli değil. Beşiktaş şampiyon adayı. İlk puan kaybını Konya'da yaşadı. Başakşehir'de hızla yükselen takımlardan biriydi. Ne oldu ? deplasmanda berabere kaldık. Onun için ligde ne olacağını hep birlikte göreceğiz.
Avrupa için Kupa'da final oynamak yetmiyor !..
Peki Ömercim, Kupa ? sorusuna cevap, final oynarız.
Ama final oynamak yetmiyor. Avrupa'ya gitmek için kupayı kaldırmamız gerekiyor.
Abi final oynarız da finalde neler olur kim olur bilemiyorum diyerek müsaade istedi. ve Bu güzel sohbeti noktaladık.
Bir sonraki yazımda taraftar köşesine yine değerli bir taraftarımız konuk olacak ve süper ligi genel olarak değerlendireceğiz.
Kalın sağlıcakla.
15 Şubat 2017 Çarşamba
AVRUPA HAFTASINDA ÜÇ TEMSİLCİMİZ.
Süper lig'de mücadele eden ve Avrupa'da yollarına devam eden 3 takımımız için Avrupa macerası yarın oynanacak maçlarla tekrar start alıyor. Temsilcilerimiz Beşiktaş, Fenerbahçe ve Osmanlıspor son 32 turunun ilk maçlarını deplasmanda yapacaklar.
BEŞİKTAŞ J.K.
Şampiyonlar liginden sansasyonel bir biçimde elenerek yoluna Avrupa Liginde devam eden Beşiktaş, son 32 turunun ilk maçında İsrail temsilcisi Hapoel Beer Sheva takımına konuk olacak. Karşılaşma yarın 23:05 te başlayacak. Karşılaşmayı İngiliz hakem Martın Atkınsonn yönetecek.
Beer Sheva, kolay bir lokma gibi görünsede Beşiktaş'ın ciddiye alması gereken bir takım. Kalite ve kadro yapısı ile Beşiktaş'ın hayli gerisinde olan Hapoel, evinde kolay teslim olmayan ve grupta elediği takımlara bakarsak, son derece tehlikeli olan bir takım. Beşiktaş, bu tür takımlara karşı bir çok kez ceza ödedi. Bu yüzden, her ne kadar kalite farkı olsada dikkatli olmak zorunda. Craıg Thomsonn'un cezalandırdığı Adrıano, Aboubakar ve Andreas Beck'ten, ilk maçta yoksun olarak İsrail'e giden kara kartal, tur için gerekli skoru alabilecek kapasiteye sahip. Ancak Hapoel Beer Sheva takımındada eksikler olmasına rağmen sakat oyuncuların iyileşmesi ve yarınki maça hazır olmaları nedeniyle, özellikle Avrupa maçlarını çok önemseyen bir takım için çok önemli bir kayıp gibi görünmüyor. Bana göre ilk maçın favorisi yok ama yarın elde edeceği skor tur için Siyah Beyazlıların yüzde 70 avantajı olabilir. Tabiiki acaip ve olağanüstü bir hakem katliamı olmadığı müddetçe. Bunu neden belirtiyorum ? Çünkü Beer Sheva'nın en etkili oyuncuları bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda. Buna karşı Beşiktaş'ın yedek klübesi bile İsrail temsilcisini bu turda bırakabilecek kapasiteye sahip. Bu kaliteyi ve tecrübeyi kullanarak, rakibini ciddiye aldığı müddetçe Beşiktaş turu geçecektir diye düşünüyorum.
FENERBAHÇE.
Süper lig'de beklentilerin altında kalan Fenerbahçe, Avrupa yolunda emin adımlarla devam ediyor. Fenerbahçe'nin rakibi ise Rus temsilcisi Krasnodar.
Adını bile ilk kez duyduğumuz Krasnodar'ı incelediğimiz ve tanıdığımız zaman tıpkı Beşiktaş'ın rakibi gibi son derece ciddiye alınması gereken bir takım olduğunun özellikle altını çizmek istiyorum. Hatta öyleki Beer Shava'dan çok daha tehlikeli olan Krasnodar, Fenerbahçe'ye zor anlar yaşatabilecek bir kapasiteye sahip olsada, bu turda sarı lacivertli ekibe karşı şansı düşük. İkinci maç için gerekli skoru elde edebildiği takdirde, Fenerbahçe, İstanbul'da güle oynaya turu geçeceğini düşünüyorum. Benim asıl korktuğum İvan Kruzliak. Yine bir slovak hakem ve yine bir İvan. Evet yarın saat 19:00 da başlayacak olan karşılaşmayı Slovak hakem İvan Kruzliak yönetecek. Adı itibariyle hemen aklımıza gelen ve geçtiğimiz yıl yaşanan olaylar nedeniyle hafızalarımızda yer alan İvan Bebek olayını umarım Fenerbahçe bir daha yaşamaz. Avrupa'da yoluna devam etme olasılığı yüksek ikinci takımımız Fenerbahçe olacaktır diye düşünüyorum.
OSMANLISPOR.
Yunanistan'ın her yıl başa oynayan tecrübeli takımı Olympiyakos'a konuk olacak olan Osmanlıspor, Süper lig'de tıpkı Fenerbahçe gibi beklentilerin altında kalmasına rağmen, Avrupa'da fırtınalar estiren bir takımımız.
Lig'de oynadığı oyun ile Avrupa'da oynadığı oyun arasında fark olan Osmanlıspor, Avrupa'nın güçlü takımlarını grup maçlarında eleyerek ve lider olarak geride bırakarak son 32 ye geldi. Olympiyakos ismi ile güçlü ve favori gibi görünsede, aynı düzeydeki takımları eleyerek buralara gelen başkent ekibimiz, bu turuda geçebilecek kapasiteye sahip. Osmanlıspor'un, tabiiki Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin rakiplerine oranla çok daha ciddi olan Olympiyakos'u, akıllı oynadığı takdirde geçmemesi için bir neden göremiyorum. Temsilcimiz tur için gerekli skor avantajını Ankara'ya taşıyabilirse üç temsilcimizle yola devam edebiliriz. Temsilcimizin, galibiyet olmasa bile beraberlik veya bir farklı mağlubiyet ile Yunanistan'dan döndüğü takdirde, turu geçmesi sürpriz olmaz
Yarın 21:00 de başlayacak olan karşılaşmayı Fransız hakem Ruddy Buquet yönetecek.
Üç temsilcimizinde yarın ülkemize sevinç yaşatabileceği bir gece olmasını diliyorum.
Ayrıca yarın için sürpriz bir konuğum ile yapacağımız söyleşinin ayrıntılarını cuma günü 9m15cm.com. adresinden takip edebilirsiniz.
Kalın sağlıcakla.
BEŞİKTAŞ J.K.
Şampiyonlar liginden sansasyonel bir biçimde elenerek yoluna Avrupa Liginde devam eden Beşiktaş, son 32 turunun ilk maçında İsrail temsilcisi Hapoel Beer Sheva takımına konuk olacak. Karşılaşma yarın 23:05 te başlayacak. Karşılaşmayı İngiliz hakem Martın Atkınsonn yönetecek.
Beer Sheva, kolay bir lokma gibi görünsede Beşiktaş'ın ciddiye alması gereken bir takım. Kalite ve kadro yapısı ile Beşiktaş'ın hayli gerisinde olan Hapoel, evinde kolay teslim olmayan ve grupta elediği takımlara bakarsak, son derece tehlikeli olan bir takım. Beşiktaş, bu tür takımlara karşı bir çok kez ceza ödedi. Bu yüzden, her ne kadar kalite farkı olsada dikkatli olmak zorunda. Craıg Thomsonn'un cezalandırdığı Adrıano, Aboubakar ve Andreas Beck'ten, ilk maçta yoksun olarak İsrail'e giden kara kartal, tur için gerekli skoru alabilecek kapasiteye sahip. Ancak Hapoel Beer Sheva takımındada eksikler olmasına rağmen sakat oyuncuların iyileşmesi ve yarınki maça hazır olmaları nedeniyle, özellikle Avrupa maçlarını çok önemseyen bir takım için çok önemli bir kayıp gibi görünmüyor. Bana göre ilk maçın favorisi yok ama yarın elde edeceği skor tur için Siyah Beyazlıların yüzde 70 avantajı olabilir. Tabiiki acaip ve olağanüstü bir hakem katliamı olmadığı müddetçe. Bunu neden belirtiyorum ? Çünkü Beer Sheva'nın en etkili oyuncuları bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda. Buna karşı Beşiktaş'ın yedek klübesi bile İsrail temsilcisini bu turda bırakabilecek kapasiteye sahip. Bu kaliteyi ve tecrübeyi kullanarak, rakibini ciddiye aldığı müddetçe Beşiktaş turu geçecektir diye düşünüyorum.
FENERBAHÇE.
Süper lig'de beklentilerin altında kalan Fenerbahçe, Avrupa yolunda emin adımlarla devam ediyor. Fenerbahçe'nin rakibi ise Rus temsilcisi Krasnodar.
Adını bile ilk kez duyduğumuz Krasnodar'ı incelediğimiz ve tanıdığımız zaman tıpkı Beşiktaş'ın rakibi gibi son derece ciddiye alınması gereken bir takım olduğunun özellikle altını çizmek istiyorum. Hatta öyleki Beer Shava'dan çok daha tehlikeli olan Krasnodar, Fenerbahçe'ye zor anlar yaşatabilecek bir kapasiteye sahip olsada, bu turda sarı lacivertli ekibe karşı şansı düşük. İkinci maç için gerekli skoru elde edebildiği takdirde, Fenerbahçe, İstanbul'da güle oynaya turu geçeceğini düşünüyorum. Benim asıl korktuğum İvan Kruzliak. Yine bir slovak hakem ve yine bir İvan. Evet yarın saat 19:00 da başlayacak olan karşılaşmayı Slovak hakem İvan Kruzliak yönetecek. Adı itibariyle hemen aklımıza gelen ve geçtiğimiz yıl yaşanan olaylar nedeniyle hafızalarımızda yer alan İvan Bebek olayını umarım Fenerbahçe bir daha yaşamaz. Avrupa'da yoluna devam etme olasılığı yüksek ikinci takımımız Fenerbahçe olacaktır diye düşünüyorum.
OSMANLISPOR.
Yunanistan'ın her yıl başa oynayan tecrübeli takımı Olympiyakos'a konuk olacak olan Osmanlıspor, Süper lig'de tıpkı Fenerbahçe gibi beklentilerin altında kalmasına rağmen, Avrupa'da fırtınalar estiren bir takımımız.
Lig'de oynadığı oyun ile Avrupa'da oynadığı oyun arasında fark olan Osmanlıspor, Avrupa'nın güçlü takımlarını grup maçlarında eleyerek ve lider olarak geride bırakarak son 32 ye geldi. Olympiyakos ismi ile güçlü ve favori gibi görünsede, aynı düzeydeki takımları eleyerek buralara gelen başkent ekibimiz, bu turuda geçebilecek kapasiteye sahip. Osmanlıspor'un, tabiiki Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin rakiplerine oranla çok daha ciddi olan Olympiyakos'u, akıllı oynadığı takdirde geçmemesi için bir neden göremiyorum. Temsilcimiz tur için gerekli skor avantajını Ankara'ya taşıyabilirse üç temsilcimizle yola devam edebiliriz. Temsilcimizin, galibiyet olmasa bile beraberlik veya bir farklı mağlubiyet ile Yunanistan'dan döndüğü takdirde, turu geçmesi sürpriz olmaz
Yarın 21:00 de başlayacak olan karşılaşmayı Fransız hakem Ruddy Buquet yönetecek.
Üç temsilcimizinde yarın ülkemize sevinç yaşatabileceği bir gece olmasını diliyorum.
Ayrıca yarın için sürpriz bir konuğum ile yapacağımız söyleşinin ayrıntılarını cuma günü 9m15cm.com. adresinden takip edebilirsiniz.
Kalın sağlıcakla.
9 Şubat 2017 Perşembe
FİNAL GİBİ MAÇ VE SERKAN ÇINAR' IN KARNESİ !..
Final gibi maç !..
Süper Lig' in 20. haftasında Atiker Konyaspor, pazar günü sahasında Antalyaspor ile karşılaşacak.
Son haftalarda Rıza Çalımbay'la büyük bir çıkış trendi yakalayan ve üst üste aldığı puanlarla düşme hattından hızla yükselerek üst sıraları zorlamaya başlayan Antalyaspor, Konya'ya alışılmışın dışında geliyor. Her zaman maça 1 gün kala deplasmanlara giden güney ekibi, bu maçı final gibi gördüğü için, Konya'ya 2 gün önceden geliyor. Aynı şekilde Atiker Konyaspor'un kilit maçlarından biri olan pazar günkü karşılaşma, her iki takım içinde büyük önem arzediyor.
Maçın hakemi Serkan Çınar !..
Atiker Konyaspor'un sezon başından bu yana şikâyet ettiği hakemler, son haftalarda iyice gündeme geldi ve artık bu gündemin en üst noktasına çıktılar.
Geçtiğimiz hafta oynanan derby'de tavan yapan hakem hataları, oynanan maçların önüne geçmeye başladı. İşte böyle bir sezonun 20. haftasında oynanacak olan ve her iki takımında kırılma maçı olarak gördüğü Atiker Konyaspor-Antalyaspor karşılaşmasını İstanbul bölgesi hakemlerinden Serkan Çınar yönetecek. Çınar'ın yardımcıları, Alparslan Dedeş ve Orkun Aktaş. Karşılaşmanın dördüncü hakem ise Bülent Birincioğlu.
Maçlardan çok hakemlerin konuşulduğu bu sezon, Atiker Konyaspor'un başını yakan, ve özellikle geçen haftaya damgasını vuran Ali Palabıyık ile Mete Kalkavan'dan sonra, pazar günkü maça hangi hakemin atanacağı büyük bir merakla bekleniyordu. MHK. bu önemli görevi Serkan Çınar'a verdi.
Serkan Çınar 'ın karnesi !..
Süper lig'de 9 sezondur maç yöneten Serkan Çınar 1976 Kırklareli doğumlu. Asıl mesleği Eğitimci olan Çınar, kartlarını kullanmakta hayli cömert. Süper Lig kariyerinde 87 maçta 420 sarı, 21 kırmızı kartına başvuran 41 yaşındaki hakemin yönettiği bu maçlarda ev sahibi takımlar 39 kez galip gelirken, deplasman takımları 19 kez galibiyet sevinci yaşadı. 29 maçta ise taraflar beraberliğe razı oldu. Pazar günkü önemli karşılaşmada düdük çalacak olan tecrübeli hakem, ilk kez Atiker Konyaspor - Antalyaspor maçını yönetecek.
Serkan Çınar'ın Atiker Konyaspor karnesi zayıflarla dolu. Bu hakem ile Süper lig'de 8 kez maça çıkan yeşil beyazlılar, yalnızca 1 kez galip gelirken, 4 beraberlik 3 mağlubiyet elde etti. Buna karşılık aynı hakemle rakip Antalyaspor'un karnesi başarılarla dolu. Kırmızı beyazlılar, Çınar ile Süper lig tarihinde çıktığı 10 maçın 5 ini kazanırken, yalnızca 2 kez rakiplerine boyun eğdiler. 3 maç ise beraberlikle sonuçlandı.
Taraftarlara büyük iş düşüyor !...
Lig'de belkide sıralama konumunu belirleyecek olan maçta her iki takımın taraftarlarına büyük iş düşüyor. Sporun kardeşlik, Ahlâk ve kurallar içerisinde olduğu bir gösteri olduğunu unutmadan, her iki takım taraftarlarının sakin olması gerektiğini belirtmek isterim. Özellikle ev sahibi takımın taraftarları zaten Türkiye'ye örnek olmuş, her zaman adından övgüyle bahsedilen ve gündeme gelen bir konumda yer almştır. Konyaspor taraftarlarının pazar günü her hangi bir olumsuzluğa izin vermeyeceğini biliyorum. Ancak hassas yapısı nedeniyle bu taraftarlarımızada her şeye rağmen sakin ve sağduyulu olmasını diliyorum. Çünkü Antalya taraftarı sadece Konya değil bir çok maçlarda gördüğümüz ve şahit olduğumuz gibi, taşkınlığın dışında rakip taraftarları tahrik edebilecek küfürlü, imali, hareketleriyle ortamı germeye müsait oldukları için, aman diyorum sakın ha, uymayın. Olur ya, alıştığımız gibi hakem ters kararlar verse bile Antalya'nın ekmeğine yağ sürmeyin.
Çünkü önümüzde çok daha ciddi maçlar Atiker Konyaspor'u bekliyor. Özellikle 25. hafta sonuna kadar dikkatli olunmalı. Bu 5 haftalık periyod, Konyaspor'un sezon sonundaki akibetini belirleyebilecek maçlar olacak. 25. hafta oynanacak Fener maçının ardından, fikstürü rahatlayacak olan yeşil beyazlılar, bu keskin virajdan en az hasarla çıktığı takdirde oyuncuların, Aykut hoca'nın ve bütün Konya'nın beklentisindeki başarı oranı çok daha yükselecektir.
Antalyaspor 8. haftadan sonra !..
Lig'in 8. haftasında puan sıralamasının dibinde bulunan Antalyaspor, o hafta Beşiktaş'a karşı aldığı 3-0 lık mağlubiyetin ardından oynadığı 11 maçta, yalnızca 1 kez Bursaspor'a mağlup oldu. 8 galibiyet 2 beraberlikle topladığı 26 puanla dikkatleri üzerine çeken güney ekibi, 8. hafta sonunda son sıradaydı ve puanı sadece 3 tü. Buna karşılık Atiker Konyaspor ise 9.sırada ve 10 puana sahipti. Artık ne demek istediğimi anladığınızı sanıyorum. Ama herşeye rağmen şunu belirtmek istiyorum.
Antalyaspor maçı görüldüğü gibi zor olmayabilir. Çünkü oyun stratejilerine bakılacak olursa aksine kolay bir maç bile olabilir bana göre. Tabi bu oyuna Serkan Çınar bakalım ne kadar izin verecek ? bu çok önemli.
3 Puan arzusuyla kalın sağlıcakla.
7 Şubat 2017 Salı
TARAFTAR GÖZÜYLE KONYASPOR !...
Taraftar penceresi !.. ( İsmail Yılmaz )
Ümraniye ile oynanan Z.T.K. maçının ardından, 9m15cm.com. da yer alan taraftar penceresi isimli köşenin ilk konuğu ile birlikte A.Konyaspor ve Aykut hoca hakkında sohbet ettik. Ben özellikle A.Konyaspor nasıl, nasıl olmalı, beklentileri neler gibi ana konuların cevabını, taraftarın penceresinden görmek istedim. Onun için sık sık bir taraftarı konuk etme kararı aldım. Bu nedenle Meram Çıtır Simit 'te ilk misafirim olan ve yıllardır A.Konyaspor'u içeride dışarıda takip eden İsmail Yılmaz kardeşim ve beni ziyarete gelen Mehmet Başçı abimle enine boyuna Konyaspor'u konuştuk.
İlk olarak Atiker Konyaspor hakkında şu andaki düşüncelerini sordum İsmail kardeşime.
Abi geçen sezonu 3. sırada bitirmiş olan bir takım için beklentilerimiz tabiiki yüksekti. Ancak takım bu sezon Avrupa yorgunluğunu üzerinden atacağı için ilk 7-8 sırada bitirebileceğimizi ve 50 - 55 puan arasında kalacağımızı düşünüyoum. Bunun yanısıra bu sezon için takım kadrosu ilk 7-8 için bana göre yeterli ama hedefimiz yine avrupa ise bunun en kısa yolu Z.T.Kupasını müzemize taşımak olmalı. Peki kupa için kadro yeterlimi diye sorduğum zaman, aslına bakılırsa şanslı kura lar ile finale kadar gidebiliriz kadromuz ve Aykut hoca faktörü bu hedef için sürpriz değil, ama ne olursa olsun benim tek takıldığım konu ligde olsun kupada olsun bir holmen'e, bir traore'ye, djalma'ya, Torje'ye sahip çıkamadık daha doğrusu elimizde tutamadık. Bu oyuncuların hepsi olmasa bile en azından ikisi olsaydı şu anda belkide Avrupa'da devam ediyor olabilirdik.
İsmail kardeşimin Transfer konusu ve Aykut hoca'nın oyun sistemi hakkındaki düşünceleri ise ilginç.
Yönetimin transfer politikası bana göre doğru. Çünkü kulübün mali yapısını düşünürsek elde edilmiş ve Konyaspor kulübüne göre yüksek miktardaki gelirin dağılımını yönetim bildiğim kadarıyla oyuncuların alacaklarına harcıyor, çok şükür uefa da dosyamız kalmadı, bununla birlikte yüksek bonservislerle geçtiğimiz yıllarda yanlış yapılann ve transfer yapmış olmak için yapılan bir çok oyuncu almak futbol takımına zarar verir. Benim düşüncem bu sezon dinlenme sezonu olacak ve gelecek sezon iyi transferlerle yine iddialı bir Konyaspor'u konuşuyor olabiliriz. Aykut hoca ve sistemine gelince. Hoca'nın uzun yıllar Konyaspor'da kalması gerektiğini düşünüyorum. Çok değerli bir hocamız var ve değerini bilmemiz lazım. Ama oyun sistemine gelince oktay abi seninle aynı fikirdeyim. Takım oynadığı zaman gol atabileceğimizi hissediyorum ve atıyoruzda. Ancak tribünlerdeki koltuğumuzda tabiri caizse diken üstünde maç izliyoruz.Ne zaman yiyeceğiz diye stres içerisinde 90 dakika boyunca bunalıma giriyoruz. Göze hoş gelen ve hücum düşünen bir oyun sistemini yıllardır Aykut hoca benimsemiyor. ve dikkat edilirse maçların yüzde doksanı 1 - 0, 2 - 1 gibi kısır skorlar oluyor. Maç bitince bakıyoruz 1-0 kazanmışız. oh çekiyoruz. Hani bir tabir vardır Konya'ya özgü. Karnımızı kaşıya kaşıya bir maç seyredemiyoruz.
İsim isim oyuncular !..
Abi ben sen yine dönüp dolaşıp Volkan'ı soracaksın deyince bir gülüşmemiz oldu. Volkan konusundaki ısrara bende anlam veremiyorum. Uslu için ısrar et ama Volkan için ı ıh. Çünkü Uslu bir şeyler yapma çabasını gösteriyor ve oyunda hataları olsada onu kapatma çabasını gösteriyor. Volkan'ın ise bana göre özel bir görevi var. Orta alanda top dağıtıyor. Çoğu zamanda bunu başaramıyor neden dersen, kendini geliştirmek için hiç bir özen göstermiyor. Atıyorum bir Ömer Ali, Ali Çamdalı, Skubiç,Serkan, gibi bir kaç oyuncunun daha hata yapma kredisi var. hata yaptıkları zaman görünmüyor. Ama volkan artık mimlendi ve hata yapma lüksü olmayan, kendini geliştiremeyen bir oyuncu. Krediside yok.
Sohbet iyice koyulaştığı bir anda cep telefonlarımıza mesaj geliyor. Kupada rakip Sivasspor mesajı. Hemen İsmail'e ne düşündüğünü soruyorum. Abi finale kadar yolumuz açık gibi görünüyor. Çünkü sivas'ı Allah'ın izniyle geçersek Kasımpaşa - Ç.Rizespor eşleşmesinin galibiyle eşleşeceğiz. Buda final için zor bir kur'a değil.
İnşallah bizimde müzemize götürebileceğimiz bir kupa olur.
Antalyaspor maçı!...
Hem taraftarlar arasındaki husumet nedeniyle, hemde üst sıralar için her iki takımda iddialı. Özellikle Antalyaspor Rıza hoca ile büyük bir çıkış trendinde. Uzun zamandır mağlubiyet yüzü görmeyen bir Antalyaspor geliyor. Allah korusun Konyaspor açısından puan kaybı yaşanırsa hedeflenen sıradan çok uzaklaşırız. Zor maç olacak.ve belkide sezonun kilit maçı olacak düşüncesindeyim. Rıza hoca Antalya'yı iyi motive ediyor ve oyun stratejisi hücum. Ama aslında Aykut hoca'nın tamda istediği bir oyun sistemini oynuyorlar. Benim korkum gol atamazsak sıkıntı. Bu maçın yine bol gollü geçeceğini tahmin ediyorum. Aykut hoca faktörü yediğinin bir veya iki fazlasını atabilecek bir strateji ile sahaya çıkmalı.
Sana katılıyorum oktay abi. Fenerbahçe maçının ardından fikstür avantajını kullanabiliriz.
İnşallah önümüzdeki sezon iyi transferler yaparak adımızdan söz ettiririz diyerek Konyaspor konusunu kapattık.
Bu güzel sohbet için İsmail kardeşime, Bugün doğum günü olduğu için kendisine sağlık ve mutluluk dolu nice uzun yıllar dilediğim, Mehmet abime ve bu güzel mekânda bizi ağırlayan Meram Çıtır Simit'e teşekkür ediyor, bir sonraki sohbetimize başka bir konukla devam edeceğimizi belkide sürpriz bir konuk olabileceğini belirterek takipte kalmanızı diliyorum.
Kaln sağlıcakla.
Ümraniye ile oynanan Z.T.K. maçının ardından, 9m15cm.com. da yer alan taraftar penceresi isimli köşenin ilk konuğu ile birlikte A.Konyaspor ve Aykut hoca hakkında sohbet ettik. Ben özellikle A.Konyaspor nasıl, nasıl olmalı, beklentileri neler gibi ana konuların cevabını, taraftarın penceresinden görmek istedim. Onun için sık sık bir taraftarı konuk etme kararı aldım. Bu nedenle Meram Çıtır Simit 'te ilk misafirim olan ve yıllardır A.Konyaspor'u içeride dışarıda takip eden İsmail Yılmaz kardeşim ve beni ziyarete gelen Mehmet Başçı abimle enine boyuna Konyaspor'u konuştuk.
İlk olarak Atiker Konyaspor hakkında şu andaki düşüncelerini sordum İsmail kardeşime.
Abi geçen sezonu 3. sırada bitirmiş olan bir takım için beklentilerimiz tabiiki yüksekti. Ancak takım bu sezon Avrupa yorgunluğunu üzerinden atacağı için ilk 7-8 sırada bitirebileceğimizi ve 50 - 55 puan arasında kalacağımızı düşünüyoum. Bunun yanısıra bu sezon için takım kadrosu ilk 7-8 için bana göre yeterli ama hedefimiz yine avrupa ise bunun en kısa yolu Z.T.Kupasını müzemize taşımak olmalı. Peki kupa için kadro yeterlimi diye sorduğum zaman, aslına bakılırsa şanslı kura lar ile finale kadar gidebiliriz kadromuz ve Aykut hoca faktörü bu hedef için sürpriz değil, ama ne olursa olsun benim tek takıldığım konu ligde olsun kupada olsun bir holmen'e, bir traore'ye, djalma'ya, Torje'ye sahip çıkamadık daha doğrusu elimizde tutamadık. Bu oyuncuların hepsi olmasa bile en azından ikisi olsaydı şu anda belkide Avrupa'da devam ediyor olabilirdik.
İsmail kardeşimin Transfer konusu ve Aykut hoca'nın oyun sistemi hakkındaki düşünceleri ise ilginç.
Yönetimin transfer politikası bana göre doğru. Çünkü kulübün mali yapısını düşünürsek elde edilmiş ve Konyaspor kulübüne göre yüksek miktardaki gelirin dağılımını yönetim bildiğim kadarıyla oyuncuların alacaklarına harcıyor, çok şükür uefa da dosyamız kalmadı, bununla birlikte yüksek bonservislerle geçtiğimiz yıllarda yanlış yapılann ve transfer yapmış olmak için yapılan bir çok oyuncu almak futbol takımına zarar verir. Benim düşüncem bu sezon dinlenme sezonu olacak ve gelecek sezon iyi transferlerle yine iddialı bir Konyaspor'u konuşuyor olabiliriz. Aykut hoca ve sistemine gelince. Hoca'nın uzun yıllar Konyaspor'da kalması gerektiğini düşünüyorum. Çok değerli bir hocamız var ve değerini bilmemiz lazım. Ama oyun sistemine gelince oktay abi seninle aynı fikirdeyim. Takım oynadığı zaman gol atabileceğimizi hissediyorum ve atıyoruzda. Ancak tribünlerdeki koltuğumuzda tabiri caizse diken üstünde maç izliyoruz.Ne zaman yiyeceğiz diye stres içerisinde 90 dakika boyunca bunalıma giriyoruz. Göze hoş gelen ve hücum düşünen bir oyun sistemini yıllardır Aykut hoca benimsemiyor. ve dikkat edilirse maçların yüzde doksanı 1 - 0, 2 - 1 gibi kısır skorlar oluyor. Maç bitince bakıyoruz 1-0 kazanmışız. oh çekiyoruz. Hani bir tabir vardır Konya'ya özgü. Karnımızı kaşıya kaşıya bir maç seyredemiyoruz.
İsim isim oyuncular !..
Abi ben sen yine dönüp dolaşıp Volkan'ı soracaksın deyince bir gülüşmemiz oldu. Volkan konusundaki ısrara bende anlam veremiyorum. Uslu için ısrar et ama Volkan için ı ıh. Çünkü Uslu bir şeyler yapma çabasını gösteriyor ve oyunda hataları olsada onu kapatma çabasını gösteriyor. Volkan'ın ise bana göre özel bir görevi var. Orta alanda top dağıtıyor. Çoğu zamanda bunu başaramıyor neden dersen, kendini geliştirmek için hiç bir özen göstermiyor. Atıyorum bir Ömer Ali, Ali Çamdalı, Skubiç,Serkan, gibi bir kaç oyuncunun daha hata yapma kredisi var. hata yaptıkları zaman görünmüyor. Ama volkan artık mimlendi ve hata yapma lüksü olmayan, kendini geliştiremeyen bir oyuncu. Krediside yok.
Sohbet iyice koyulaştığı bir anda cep telefonlarımıza mesaj geliyor. Kupada rakip Sivasspor mesajı. Hemen İsmail'e ne düşündüğünü soruyorum. Abi finale kadar yolumuz açık gibi görünüyor. Çünkü sivas'ı Allah'ın izniyle geçersek Kasımpaşa - Ç.Rizespor eşleşmesinin galibiyle eşleşeceğiz. Buda final için zor bir kur'a değil.
İnşallah bizimde müzemize götürebileceğimiz bir kupa olur.
Antalyaspor maçı!...
Hem taraftarlar arasındaki husumet nedeniyle, hemde üst sıralar için her iki takımda iddialı. Özellikle Antalyaspor Rıza hoca ile büyük bir çıkış trendinde. Uzun zamandır mağlubiyet yüzü görmeyen bir Antalyaspor geliyor. Allah korusun Konyaspor açısından puan kaybı yaşanırsa hedeflenen sıradan çok uzaklaşırız. Zor maç olacak.ve belkide sezonun kilit maçı olacak düşüncesindeyim. Rıza hoca Antalya'yı iyi motive ediyor ve oyun stratejisi hücum. Ama aslında Aykut hoca'nın tamda istediği bir oyun sistemini oynuyorlar. Benim korkum gol atamazsak sıkıntı. Bu maçın yine bol gollü geçeceğini tahmin ediyorum. Aykut hoca faktörü yediğinin bir veya iki fazlasını atabilecek bir strateji ile sahaya çıkmalı.
Sana katılıyorum oktay abi. Fenerbahçe maçının ardından fikstür avantajını kullanabiliriz.
İnşallah önümüzdeki sezon iyi transferler yaparak adımızdan söz ettiririz diyerek Konyaspor konusunu kapattık.
Bu güzel sohbet için İsmail kardeşime, Bugün doğum günü olduğu için kendisine sağlık ve mutluluk dolu nice uzun yıllar dilediğim, Mehmet abime ve bu güzel mekânda bizi ağırlayan Meram Çıtır Simit'e teşekkür ediyor, bir sonraki sohbetimize başka bir konukla devam edeceğimizi belkide sürpriz bir konuk olabileceğini belirterek takipte kalmanızı diliyorum.
Kaln sağlıcakla.
1 Şubat 2017 Çarşamba
MİSAFİRİM :OKTAY DEMİRAY, KONU :NE OLACAK KONYASPOR'UN HALİ !...
Çok kötü bir mağlubiyetin ardından neler yazabilirim diye düşünüyorum. Kafamda bir çok soru işareti oluşuyor. Geçen sezonu ilk üçte bitiren bir takım, bu sezon neden irtifa kaybediyor diye soruyorum kendi kendime. yine bir çok soru işareti ile dolu cevaplar geliyor aklıma. Ama bu cevapların olumsuz taraflarını hep içimde biriktiriyorum. Sezon sonunda bütün açıklığı ile yazacağım. Şimdi sırası değil. Çünkü daha çok hafta var ve 25. hafta itibariyle fikstür Atiker Konyaspor'un istediği gibi oluşabilir.. Belli olmaz her ne kadar istediğimiz oyunu sahada göremiyorsak, istediğimiz sıralamada değilsek bile her şey Fenerbahçe maçından sonra değişebilir diye düşünüyorum. Bu nedenle ne transfer konusunda ne Aykut hoca konusunda nede oyun anlamında yazmamak için sabrediyorum.
Ne olacak Konyasporun hali !..
Yolda, sokakta, iş yerinde her yerde, özellikle bu sene herkes bana soruyor ne olacak Konyaspor'un hali ?
İşte bu sorunun cevabını, kişisel olarak çok sevdiğim, saygı duyduğum, Süper lig eski hakemlerinden Oktay Demiray hocama bende sordum ve Meram Çıtır Simit'e oturarak bulmaya çalıştık. Yaklaşık bir buçuk saat sohbet ettiğimiz Oktay hocamla, yazabileceğim yazamayacağım bir çok konuda sohbet ettik. Bir taraftan bu soğukta sıcak çaylarımızı yudumlarken, diğer taraftanda öncelikle transfer konusunu konuştuk. Yapılması gereken transferin nokta transfer olması gerektiğini, ama devre arasında bunun mümkün olamayacağını, olsa bile 24 saat önce transfer döneminin sona erdiği için trenin kaçtığını söyledi. Peki hocam herkes büyük bir umutla son dakika sürprizi yaparken, başkanı olmayan, 1500 kişiye oynayan, üstelik liderliği bu haftaya kadar elinde bulunduran bir Başakşehir, ihtiyacı yokken 4 - 5 tane transfer yapıyorsa üstelik Adebayor gibi bir dünya yıldızına 1,5 yıllık imza attırıyorsa, Kayserispor ihtiyacı olduğu için 7-8 transfer yapıyorsa, Antalya, Bursa v.s bir çok takım eksik bölgelerine takviye yapıyorsa, Konyaspor'un ihtiyacımı yok diye sordum." Olmaz olurmu tabiki ihtiyaç var, ama eldeki kadro ilk 7-8 için yeterli ve iddialı takımlarla olan maçlarımız 4-5 hafta sonra bitecek ve fikstür rahatlığına gireceğiz bu yüzden sanırım ağırdan aldılar" cevabını verdi. Hedefi avrupa kupalarına tekrar katılabilmekse sadece Fofana yeterlimi ? diye sordum, " tabiki hayır, hatta Ömer ali'de bile son zamanlarda performans düşüklüğü olduğu için iyi bir alternatif gerekliydi. Diğer taraftan Aatıf olsaydı iş yapabilirdi ama hayırlısı olsun bu takım yine üst grupta yer alabileceğini düşünüyorrum" dedi.
Z.T.K. konusu !...
Ziraat Türkiye Kupasındaki fikrini sorduğumda, Oktay hocam, neden olmasın, geçen sezon ligde 3. olduysak Türkiye Kupasını neden kazanmayalım, Zor ama imkânsızda değil. Kadro ilk 7-8 için yeterliyse Kupa için ayrı bir motive olarak, Avrupa'ya bu kısa yoldanda gidilebilir. Transfer kapandığı için, tamamen takımın ve Aykut hocanın elinde olan birşey artık. dedi.
Hakemler konusuna biraz tebessümle girdik. Oktay hocam, evet hakemlerinde sonuçta bir insan olduğunu, hata yapabileceklerini, ancak ön yargılı olan bazı hakemlerinde bulunduğunu ve bu hakemlerin bir çok takımın canını acıttığını belirtti.
Aklıma pazar günü oynanacak olan Türkiye Kupası maçlarında görev alabilecek hakemler geldi. Oktay hocam, Konya - Ümraniye maçının hakemini tahmin etmek zor ama Beşiktaş - Fenerbahçe maçını
büyük olasılıkla Bülent Yıldırm veya Ali Palabıyık alabilir dedi.
Lig'deki gidişat !..
Oktay hocamla birlikte şöyle kabaca bir hesap yaparak ligde Atiker Konyaspor'un bundan sonraki haftalarını değerlendirdik. Fikstüre göre aynı fikirde olduğumuzu gördüm. Hocam ben bütün takımların bu haftadan itibaren 34. haftaya kadar yapacakları maçları inceledim ve Konyaspor'un 53 puanla ligi ilk 8 de bitirebileceğini hesapladım dedim. Aynı şekilde Levent arkadaşımla fikstürü o anda tekrar inceleyerek puan alabileceğimiz ve alamayacağımız maçları hafta hafta tahmin ederek neredeyse Oktay hocamla aynı sonuca vardık. Ortak görüşümüz Atiker Konyaspor'un ligi 50 - 55 puan arasında ve 7-8 sırada bitirebileceği idi. Çaylarımız tazelenirken bir taraftan mart ayında yapılacak olan, olağan genel kuruldan, diğer taraftanda Konyaspor'un eski günlerinden bahsederek güzel sohbetimize şimdilik virgül koyduk.
Stadın isim sponsorluğundan kulübün mali yapısına, Transferlerden lobi çalışmalarına kadar birçok konuda konuştuğumuz, ama yazmamın mümkün olmadığı bir ortamda, bu güzel sohbete ev sahipliği yapan Meram Çıtır Simit'in misafirperverliğine ve davetimi geri çevirmeyip, yine bu güzel sohbetimize iştirak ettiği için Sayın Oktay Demiray hocama tekrar tekrar çok teşekkür ediyor, minnettar kaldığımı belirtmek istiyorum.
Kalın sağlıcakla.
Ne olacak Konyasporun hali !..
Yolda, sokakta, iş yerinde her yerde, özellikle bu sene herkes bana soruyor ne olacak Konyaspor'un hali ?
İşte bu sorunun cevabını, kişisel olarak çok sevdiğim, saygı duyduğum, Süper lig eski hakemlerinden Oktay Demiray hocama bende sordum ve Meram Çıtır Simit'e oturarak bulmaya çalıştık. Yaklaşık bir buçuk saat sohbet ettiğimiz Oktay hocamla, yazabileceğim yazamayacağım bir çok konuda sohbet ettik. Bir taraftan bu soğukta sıcak çaylarımızı yudumlarken, diğer taraftanda öncelikle transfer konusunu konuştuk. Yapılması gereken transferin nokta transfer olması gerektiğini, ama devre arasında bunun mümkün olamayacağını, olsa bile 24 saat önce transfer döneminin sona erdiği için trenin kaçtığını söyledi. Peki hocam herkes büyük bir umutla son dakika sürprizi yaparken, başkanı olmayan, 1500 kişiye oynayan, üstelik liderliği bu haftaya kadar elinde bulunduran bir Başakşehir, ihtiyacı yokken 4 - 5 tane transfer yapıyorsa üstelik Adebayor gibi bir dünya yıldızına 1,5 yıllık imza attırıyorsa, Kayserispor ihtiyacı olduğu için 7-8 transfer yapıyorsa, Antalya, Bursa v.s bir çok takım eksik bölgelerine takviye yapıyorsa, Konyaspor'un ihtiyacımı yok diye sordum." Olmaz olurmu tabiki ihtiyaç var, ama eldeki kadro ilk 7-8 için yeterli ve iddialı takımlarla olan maçlarımız 4-5 hafta sonra bitecek ve fikstür rahatlığına gireceğiz bu yüzden sanırım ağırdan aldılar" cevabını verdi. Hedefi avrupa kupalarına tekrar katılabilmekse sadece Fofana yeterlimi ? diye sordum, " tabiki hayır, hatta Ömer ali'de bile son zamanlarda performans düşüklüğü olduğu için iyi bir alternatif gerekliydi. Diğer taraftan Aatıf olsaydı iş yapabilirdi ama hayırlısı olsun bu takım yine üst grupta yer alabileceğini düşünüyorrum" dedi.
Z.T.K. konusu !...
Ziraat Türkiye Kupasındaki fikrini sorduğumda, Oktay hocam, neden olmasın, geçen sezon ligde 3. olduysak Türkiye Kupasını neden kazanmayalım, Zor ama imkânsızda değil. Kadro ilk 7-8 için yeterliyse Kupa için ayrı bir motive olarak, Avrupa'ya bu kısa yoldanda gidilebilir. Transfer kapandığı için, tamamen takımın ve Aykut hocanın elinde olan birşey artık. dedi.
Hakemler konusuna biraz tebessümle girdik. Oktay hocam, evet hakemlerinde sonuçta bir insan olduğunu, hata yapabileceklerini, ancak ön yargılı olan bazı hakemlerinde bulunduğunu ve bu hakemlerin bir çok takımın canını acıttığını belirtti.
Aklıma pazar günü oynanacak olan Türkiye Kupası maçlarında görev alabilecek hakemler geldi. Oktay hocam, Konya - Ümraniye maçının hakemini tahmin etmek zor ama Beşiktaş - Fenerbahçe maçını
büyük olasılıkla Bülent Yıldırm veya Ali Palabıyık alabilir dedi.
Lig'deki gidişat !..
Oktay hocamla birlikte şöyle kabaca bir hesap yaparak ligde Atiker Konyaspor'un bundan sonraki haftalarını değerlendirdik. Fikstüre göre aynı fikirde olduğumuzu gördüm. Hocam ben bütün takımların bu haftadan itibaren 34. haftaya kadar yapacakları maçları inceledim ve Konyaspor'un 53 puanla ligi ilk 8 de bitirebileceğini hesapladım dedim. Aynı şekilde Levent arkadaşımla fikstürü o anda tekrar inceleyerek puan alabileceğimiz ve alamayacağımız maçları hafta hafta tahmin ederek neredeyse Oktay hocamla aynı sonuca vardık. Ortak görüşümüz Atiker Konyaspor'un ligi 50 - 55 puan arasında ve 7-8 sırada bitirebileceği idi. Çaylarımız tazelenirken bir taraftan mart ayında yapılacak olan, olağan genel kuruldan, diğer taraftanda Konyaspor'un eski günlerinden bahsederek güzel sohbetimize şimdilik virgül koyduk.
Stadın isim sponsorluğundan kulübün mali yapısına, Transferlerden lobi çalışmalarına kadar birçok konuda konuştuğumuz, ama yazmamın mümkün olmadığı bir ortamda, bu güzel sohbete ev sahipliği yapan Meram Çıtır Simit'in misafirperverliğine ve davetimi geri çevirmeyip, yine bu güzel sohbetimize iştirak ettiği için Sayın Oktay Demiray hocama tekrar tekrar çok teşekkür ediyor, minnettar kaldığımı belirtmek istiyorum.
Kalın sağlıcakla.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)