30 Ekim 2016 Pazar

DOPİNG KONTROLÜ RUTİN BİR UYGULAMA MI YOKSA !...

Bursaspor deplasmanının ardından yapılan basın toplantısında. Aykut Hoca'nın söyledikleri kafamda soru işareti olarak kaldı. Birkaç yerden bilgi almaya çalıştım ama bir sonuca ulaşamadım. Neydi o soru ?
Süper Ligin henüz 9. hafta maçları oynanmış ve bir takıma ( Atiker Konyaspor ) üç kez doping kontrolü yapılmış. Rutin bir uygulama olabilirmi ?
Cevap : Olabilir diyeceğim ama Aykut hoca böyle bir tepki verdiğine göre rutin değil, 
Başka takımlarada aynı sayıda veya sık sık böyle bir uygulama yapılıyormu ? 
Cevap : Meçhul. 
Eğer rutin değilse ve başka takımlarada böyle sık sık doping kontrolü yapılmıyorsa Atiker Konyaspor'a yapılan bu ayrıcalık neden ?
İşte bu soruların cevabını yetkililer vermek zorundadırlar.  TFF. eğer böyle abes bir durum varsa bu konuda ne yapmak istiyor  ? Acaba Atiker Konyaspor geçen sezon olduğu gibi 9. haftadan sonra bir seri yakalayıp yine Avrupa'ya gider diye korkusundanmı, yoksa bu takımı birtakım etkinliklerle engelleyip Aykut Hoca'ya Fenerbahçe'nin yolunu açalım mantığımı ?
Hatırlayın. Fazla değil iki sezon önce aynı uygulamayı Biliç döneminde Beşiktaş'ta yaşamıştı. Hatta bu uygulamayı TFF.  Ümraniye Nevzat Demir tesislerinde sık sık yapmış ve altından skandal çıkmıştı. Bunun üzerine Doping Kontrol Komitesi istifa ettirilmişti.
İşte Beşiktaş'a yapılan uygunsuz kontrollerin sonrasındaki gerçekleri yansıtan başlık ve alt yazısı.

 

TFF Doping Kurulu'nun Beşiktaş'a baskınındaki sır perdesi!

TFF Doping Kurulu, Beşiktaş’a yaptığı ani doping testinden sonra görevini bıraktı. Kurul, sadece bir üyenin kendi inisiyatifiyle Beşiktaş’a gitmesini doğru bulmadığı için görevi bıraktı.



 Atiker Konyaspor'a böyle sık sık yapılan kontroller akıllara yukarıdaki böyle bir olayıda hatırlatıyor. İki olayın uygulama şekli farklı ama sonuçta ikiside cevap bekleyen soruları barındıran cinsten. Beşiktaş için yapılan uygulamanın sorusu cevabını buldu. Şimdi sıra Atiker Konyaspor'a yapılan ve 9 haftada 3 kez gerçekleştirilen bir uygulamanın cevabını almakta.


Bilindiği üzere yapılan doping kontrolü sonucunda bir takımın bir veya iki oyuncusu cezalandırılırken, 1 den fazla ( insiyatif tff 'da )  oyuncunun kontrolleri pozitif çıkarsa takıma eksi puan cezası veriliyor.
TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU'NDAN CEVAP BEKLEYEN SORULAR.
--Bu uygulama Atiker Konyaspor'a yapılıyorsa Spor Toto Süper Ligdeki diğer takımlarada aynı sayıda yapılıyormu ? 
--Eğer diğer takımlarada yapılıyorsa bunlar hangi takımlar ?
-- Bu uygulamadan TFF'nin haberi varmı ?
Eğer bu soruların cevabını yetkililer vermezlerse işte o yetkililer için aklımıza gelen ve kafamızı kurcalayan bir çok soru işareti ile karşı karşıya kalacağız ?  
 

 

GRUP LİDERLİĞİ İÇİN !...

İNGİLİZ HAKEME DİKKAT !..
UEFA Şampiyonlar liginde Napoli deplasmanından zaferle dönen Beşiktaş, yarın aynı takımla Beşiktaş Arena'da karşı karşıya gelecek. Beşiktaş ( Vodafone ) Arena'da saat 20 : 45 te başlayacak karşılaşmayı İngiliz hakem Clattenburg yönetecek.  İngiliz hakem, Şampiyonlar liginde bu güne kadar 33 maç idare etti. Bu maçların 22 sini ev sahibi takım kazanırken 5 maçıda deplasman takımları kazandı. 6 maç ise beraberlikle sonuçlandı. Kırmızı kartını pek kullanmayan ama sarı kartlar konusunda çok cömert olan Clattenburg'u, Beşiktaş taraftarları etkileyecektir diye düşünüyorum.
Bu zorlu liderlik mücadelesinin öncesinde Beşiktaş,  sakat oyuncuları nedeniyle sıkıntı yaşıyor.
BEŞİKTAŞ'TA CAN SIKAN SAKATLIKLAR :
Önce Veli Kavlak ardından Oğuzhan ve  Caner Erkin, derken Aras Özbiliz ve cuma akşamı gençlerbirliği deplasmanında ayak tarak kemiği kırılan ve yaklaşık üç ay sahalardan uzak kalacağı belirtilen Talısca ile birlikte aynı maçta sağ arka adalesinden sakatlanan Necip Uysal Beşiktaş'ın bu maç öncesi en büyük sorunu oldu. Ayrıca hafif sakatlıkları bulunan ve bu maçta oynayıp oynayamayacak olmaları maç saatinde belli olacak olan oyuncular Ömer, ve Atiba'nın hafif sakatlıkları Beşiktaş'ın bu çok önemli maç öncesi en büyük sıkıntısı. Gerçi Ömer kadroda yok ama, zaten çok hızlı oynayan ve isabetli pas oranı çok yüksek olan Napoli karşısında, Şenol Güneş'in özellikle Caner ve Talısca'nın bölgelerine monte edeceği isimler, bu pas trafiğini önleyebileceği gibi takımı hücum anlamında  yönlendirecek  isimlerden oluşturmalı.
Napoli takımı bu sakatlıklar nedeniyle biraz daha cesaretli ve özgüvenli oynayacağı kesin. Üstelik uzun zamandır evinde mağlup olmayan İtalyan ekip, Beşiktaş karşısına bu mağlubiyeti yaşattığı için daha hırslı ve motive olarak çıkacaklardır. Aslına bakılırsa bu Beşiktaş'ın işine yarayabilir. Çünkü Kara Kartal, topu ne kadar ayağında tutarsa, sabırlı oynayıp, özellikle defansta hata yapmazsa  mutlak galibiyet için gelecek olan Napoli'nin dakikalar geçtikçe panikleyeceği bir ortam oluşacak ve muhtemelen aşırı özgüven ve aşırı hırs nedeniyle daha çok ve bariz hata yapan taraf olacaktır.
Beşiktaş, hava toplarında üstün olan napoli karşısında topu yere indirdiği takdirde, grup liderliği için bir zafer daha kazanabilir.  Özellikle Talısca'nın olmayışı nedeniyle İtalyan ekip, daha rahat pas tarafiği oluşturacak bir oyun tarzı ile sahaya çıkacaktır. Beşiktaş ise Napoli'nin defans ile orta alan, orta alan ile forvet arasındaki bağlantıları kesmesi yada asgariye indirmesi gerekecektir. Şenol hoca, rakibin İtalya'da oynanan maçtan çok daha farklı bir oyun yapısı ile sahaya çıkacağı konusunda da hazırlıklı olmalı.
Önceki maçtada Talisca yoktu. Maçın sonlarına doğru oyuna girdi ancak kulübe zengin olduğu için bir telaş olmadı. Şimdi ise yedek kulübesinde Talısca yok, Caner yok, Atiba belli değil. Ömer hasta. Aras yok. o zaman kulübede oturacak olanlar bir önceki maçın değerini bilmelidirler. Özellikle görev  verildiği takdirde Fabri ile Atınç Nukan'a bu maçta çok iş düşecek.
Grup liderliği için Aboubakar'ın ilk maçta açtığı kapıdan içeri girmek için artık sayılı saatler kaldı.
Napoli'nin sahasından sonra yandaki resimde görünen mabedi'de rakibe zehir etmek aslında kolay bir iş değil. Ancak zor bir iş te değil. Beşiktaş'ın biri Napoli diğeri Benfica olmak üzere üst üste İstanbul'da olması aslında Beşiktaş için Gruptan lider çıkmak adına tam bir fırsat.
Bu fırsatı eksiklere rağmen değerlendirmek tamamen oyuncuların elinde.


Gençlerbirliği maçında her iki yarıda iki farklı Beşiktaş izlemiştik. Ama bu tür maçlarda öyle bir lüx yok. Elinize geçmiş bir liderlik fırsatı varsa bunu değerlendirecek olan yeşil sahadaki oyunculardır.
İşte bu oyuncuların İtalya'da elde ettiği zaferin özet görüntülerini izleyerek, aynısını tekrarlamak adına, Beşiktaş'a Napoli karşısında başarılar diliyorum.
Kalın sağlıcakla.



29 Ekim 2016 Cumartesi

GEÇ KALMADAN SERİ YAKALAMAK !...

Geçen sezon ilk 9 hafta eleştirdiğimiz ancak 10. haftadan itibaren yakaladığı havayla kendini Avrupa'da bulan Atiker Konyaspor'un bu sezon Avrupa'da başarılı olmasını istiyorduk ama açıkçası zaten beklemiyordum. Avrupa'yı bir yana bırakalım da ligde bu sezon herşey çok daha farklı. Yine 9. haftadayız ancak bu kez puan sıralamasında yukarıyla olan fark her hafta açılıyor. İkinci yarı daha iyi olacağız açıklaması yapan Aykut hoca'nın sanırım Atiker Konyaspor'un Avrupa maçlarının bitmesi ile ilgili olarak böyle bir  beklenti içerisinde olduğunu zannediyorum. Aslına bakılırsa evet Avrupa maçları belki tecrübe kazanılması anlamında iyi bir fırsat, ama bu tecrübeyi elde etmek için ligdeki gidişatın çok önemli olduğuda bir gerçek. Avrupa'da tecrübe elde etmişsin iyi güzel ancak ligdeki konumun Avrupa'ya gitmeye elverişli değilse neye yarar o tecrübe ? Bu sezon böyle fırsatları kullanabilmen ve geçen sezonki çıtayı, yükseltmesen bile olduğu yerde kalmasını sağlaman için gerekli transferleri yapmayan yönetim, her hafta belirttiğim gibi elindeki Holmen ve Traore nin bile yerini doldurmazsa, bir daha Avrupa hayalini kurmamalı. Maçlara gelince, Aykut hoca bu sezon farklı bir anlayış içerisinde ve farklı bir sistem deniyor. Geçen sezonda böyleydi ve sonradan açıldı. Ama bu sezon  açılmak için daha henüz 10. haftaya girerken puan farkı nedeniyle sanki geç kalınacakmış gibi bir tablo var karşımızda. 
BURSASPOR DEPLASMANI
Bursa'da kazanmak için hiç bir organize atağı olmayan Atiker Konyaspor, ayağında topa sahip olma anlamında başarılı ama sistem, topa sahip olmaya değil gol atmaya, galip gelmeye üç puan veriyor. Yine başa döndük. Yan pas geri pas artık bıktırdı. Avrupa arenasında boy gösteren bir takım, ligde  gol için organize ataklar geliştirmeli, ileriye uzun top atarak defans arkasına sızma girişimi artık hiçbir takıma sökmüyor. 
Bir önceki yazımda Bursa maçı 0 - 0 bitmezse ilk golü atan takım farklı bir skor elde edebilir diye belirtmiştim. Bursa iyimi oynadı kesinlikle hayır ama üç puanı hakettimi evet haketti. 2 - 0 dan sonra farkı artırabilecek çok net pozisyonlarıda cömertçe harcadı. Atiker Konyaspor ise sadece izledi. rakip ceza alanı civarında  dolandı durdu. Bu belirttiğim olay sadece Bursa maçıyla sınırlı değil. Bu sezon hem içerde hem dışarda aynı Konyaspor'u defalarca izledik ve açıkçası kendi adıma belirteyim ki yeşil beyazlılar hiçte zevk almadığım ve hoşlanmadığım bir takım görüntüsü veriyor.  Aykut hoca'nın kafasında bir şekil oluşturduğu, kafasında birşeyler tasarladığı belli ki ikinci yarı çok farklı olacak daha iyi olacağız açıklamasına inanıyorum. Şu anda da inanıyor ve güveniyorum Aykut hoca'ya. Ama şu an için oynanan oyundan pekte mutlu olduğum söylenemez açıkçası. 
Braga ile hafta içinde bir tecrübe daha yaşayacak olan Atiker Konyaspor, ligde artık korkulan bir takım görüntüsü veren bir ekip, algısından uzaklaşıyor. 
Hoşlanmadığımız bir futbol izlemesek bile Atiker Konyaspor bence geç kalınmadan bir seri yakalamalı ve bu seriyi mümkün olduğunca uzatmalı ki, bütün herkesin gıpta ile baktığı Konyaspor, şansıyla buraya gelmiş düşüncesine dönüşmesin. 
Kalın sağlıcakla. 
 

25 Ekim 2016 Salı

ÇIKIŞIN BAŞLANGICI TİMSAH ARENA !...

      

                                                                                                                                                        


                                  

            


                 
Atiker Konyaspor, ligin 9. Haftasında Bursa deplasmanında mücadele edecek. Evinde 18 maçtır kaybetmeyen Atiker Konyaspor, geçtiğimiz hafta oynanan maçta Fenerbahçe’ye mağlup olarak bu ünvanını devam ettiremedi. Bu haftaya kadar Avrupa maçları nedeniyle yorgun ve kondisyon eksikliği yaşayan A.Konyaspor, ligde geçtiğimiz sezona oranla düşüş içerisinde. Ev sahibi Bursaspor ise bu sezon daha canlı ve istikrarlı bir görünümde. Bursaspor özellikle dış saha maçlarında başarılı olurken, Atiker Konyaspor, evinde özellikle Avrupa maçlarının ardından kaybetmiyor ama kazanamıyorda. İstikrarı tam anlamıyla yakalayamamış bir görünümü olan A.Konyaspor, geçen sezon ligin 8. Haftasında 15 puanla 4. Sırada yer alırken bu sezon 10 puanla 9. Sırada bulunuyor.
Yani Atiker Konyaspor bu sezon,  geçen sezonun 5 puan ve 5 sıra gerisinde. Bursaspor ise geçen sezon 9 puanla 13. Sıradayken bu sezon 16 puanla 4. Sırada yer alıyor. Bursaspor Fernandao, Ozan Tufan, Volkan Şen, Serdar Aziz gibi yıldızlarını kaybettikten sonra düşüşe geçti. Ancak bu krizi atlatan ve özellikle Timsah Arena’nın açılmasıyla tekrar yükselişe geçen Bursaspor’un  taraftarı beklentilerin altında kaldı. Oyun anlamında genellikle hızlı ve hırslı bir yapısı olan Bursaspor, özellikle Batalla’nın geri gelmesiyle gol yollarındaki sıkıntıyı çözmüş durumda. Bursaspor, orta alanı ve defansı sağlam bir yapıya sahip. Ancak orta alanı oyundan düştüğü zaman özellikle kanatları işlemez hale geldiği zaman gol atma becerisi hayli düşen bir takım. Bu yüzden Aykut hoca her zamanki gibi, takımı sabırlı ve çok pas yaparak sahaya çıkaracağını tahmin ediyorum. Yeni oyun sisteminde ilk onbiri henüz oturmamış olan A.Konyaspor, rakibe göre oyuncu seçerek maçlara çıkıyor. Aynı sıkıntıyı geçtiğimiz sezonda yaşayan Konyaspor, 9. Hafta Başakşehir maçından aldığı 4 – 0 lık mağlubiyetin ardından yükseliş trendine girmiş ve ligi 3. Sırada bitirerek büyük bir başarıya imza atmıştı. Bu sezon ise attığı ve yediği goller açısından birbirine yakın rakamlar söz konusu iken puan ve galibiyet sayılarında düşüş olduğu aşikar. Kibong’u bu haftaya kadar pek düşünmeyen Aykut hoca genç Amir üzerinde duruyor. Avrupa maçlarının ardından kaybedilen puanları telafi edebilecek kaliteye, kapasiteye ve kadro yapısına sahip olan A.Konyaspor, Bursa deplasmanında birkaç gün sonra oynayacağı Braga maçını düşünmez ve rakibe ilk yarıda veya ikinci yarıda teslim olmazsa mağlup olmadan döner düşüncesindeyim. Ancak bu sezon her iki yarıda farklı bir Konyaspor görmeye alıştığımız için açıkçası tedirginlik yaşıyorum. Çünkü Bursaspor ilk golü bulmak için orta alanıyla ofansif alandaki pas trafiğini hızlı oyunla çok iyi kullanıyor ve attığı zaman durmayan  çekilmeyen ve ikinci üçüncü golü arayan bir yapıya sahip. Özellikle bu haftaya kadar dörder golü bulunan Batalla ile Jorgquera’ya dikkat edilmesi gerekiyor. Konyaspor’da Ryad Bajıc ise 5 golle Konyaspor’un en çok gol atan oyuncusu konumunda. Ev sahibi ekip, duran toplarda Tomas Sivok gibi, hava toplarını iyi değerlendiren bir oyuncuya sahip.  Tomas Necid, Deniz Yılmaz, Bilal Kısa, Serdar Kurtuluş ve Sercan Yıldırım gibi skora direkt etki edecek oyuncuları olması açıkçası beni düşündürüyor. Neden düşündürüyor çünkü bu sezon az önce belirttiğim gibi her iki yarıda farklı bir görüntü çizen A.Konyaspor olduğu için.  90 dakika boyunca oyun disiplininden kopmayan Hamza Hamzaoğlu'nun öğrencileri, son dakikalarda bile gol bulabilmek için mücadele ediyor. Geçtiğimiz hafta bunun en güzel örneğini yaşadılar. Son dakikalarda deplasmanda Alanyaspor’u 85 ve 88. Dakikalarda buldukları gollerle 2 – 0 mağlup ettiler.
Tipik bir beraberlik maçı gibi görünsede benim kişisel görüşüm bu maç her iki takım açısından farklı bir skor ortaya çıkarabilir. 0 – 0 bitmediği takdirde her iki takımdan birisi ilk golü attıktan sonra farklı bir skora gidebilir.
Atiker Konyaspor’un bu maçı kazanması durumunda çıkışa geçeceğini düşünüyorum.
Kaybetmesi durumunda ise açılması muhtemel olan puan farkı nedeniyle geçen sene yaşanan başarının altında kalabileceği bir tablo karşımıza çıkabilir. 
Umarım bu çıkışın başlangıcı timsah arena olur. 

Kalın sağlıcakla. 

ATİKER KONYASPOR' UN BÜYÜKLÜĞÜ KARŞISINDA KÜÇÜLENLER !...

Pazartesi akşamı oynanan haftanın son maçında Atiker Konyaspor'un  B.Şeh.Bel.Konya Arena'daki 18 maçlık yenilmezlik serisi sona erdi. Sona erdirildi desek daha doğru olur. Biri Aziz diğeri Bülent olan Yıldırım kardeşler, Atiker Konyaspor'un bileğinin Konya'da bükülemeyeceğini gayet iyi biliyorlardı ve bir şekilde Fenerbahçe'nin kötü gidişine son verilmesi gerekiyordu. Ligde üst üste alınan iki beraberliğin ardından Manchester Unıted yenilgisi Fenerbahçe kulübünü germişti. Bu gerginliğe son vermek ve taraftarın gazını almak için Atiker Konyaspor'u Konya'da bir şekilde mağlup etmek gerekiyordu. İsmi büyük ama kendisi pekte o kadar büyük olmayan Fenerbahçe, lobisinin devreye girmesiyle bu işi bir şekilde halletmişler. Çok sevdiğim, adaletli olduğuna güvendiğim Bülent Yıldırım bile bu işten etkilenmiş olsa gerek, verdiği kararlar ile zor olsada Atiker Konyaspor'u mağlup etmeyi başarmışlardır. Evet Atiker Konyaspor adına verilmeyen çok net iki penaltı pozisyonundan bahsediyorum. Buraya kadar taraflı bir şekilde baktım.
Objektif olmak gerekirse, maçın saha dışındaki çalışmalarını bir kenara bıraktığımız zaman, iki ayrı Atiker Konyaspor ve iki ayrı Fenerbahçe vardı sahada. İlk yarıda Fenerbahçe, Manchester maçındaki doğruları bulmuş ve Atiker Konyaspor'u iyi etüd etmiş. Buna karşılık Konyaspor, Fenerbahçe'ye karşı en azından kaybetmemek için bir çalışma yapmış. İkinci yarıda ise roller değişmiş, Fenerbahçe elinde bulunan üç puanı kaybetmemek için uğraşırken, Konyaspor önce beraberliği sonra olursa galibiyeti düşünen görüntü verdiler. Sonuçta Fenerbahçe tartışılması gerekmeyen net bir penaltı ile 0 - 1 galip gelerek moral buldu. Tartışılması gereken konu ise bu resimde görüldüğü üzere Atiker Konyaspor'un bir, belkide artı iki puanının nasıl heba olduğudur.
 Bülent Yıldırım bulunduğu açı itibariyle pozisyonu süzememiş olabilir ama mantığını o anda çalıştırsaydı ve topun azda olsa yön değiştirip hız kesildiğini tesbit edebilseydi beyaz noktayı gösterirdi diye düşünüyorum. Fenerbahçe olduğu için gösterirmiydi oda ayrı bir soru ama, Bülent Yıldırım açı itibariyle görmediyse yardımcı hakemler başka bir açıdan görmüş olmalıydı. Belkide bu verilmeyen penaltı nedeniyle Atiker Konyaspor sahasında uzun süredir yenilmezlik ünvanını kaybetti ama, Fenerbahçe gibi bir takımı korumak adına eğer art niyet varsa Bülent Yıldırım ve yardımcılarına helal olsun diyorum. Çünkü Aykut Hoca'nın maç sonrası söylediği gibi Fenerbahçe gibi bir takım zaten hakeme ihtiyaç duymadan Konyaspor'u yenebilir doğaldır. Kötü gidişe dur  diyebilmek adına hakeme ihtiyacı olan bir futbol camiası Atiker Konyaspor'u kendi sahasında mağlup ediyorsa buda Atiker Konyaspor'un büyüklüğünü gösterir. Atiker Konyaspor' un büyüklüğü karşısında galip gelebilmek için hakemlere ihtiyacı olan büyük diye adlandırdığımız takımlar işte yukarıdaki resim gibi Konyaspor karşısında aciz duruma düşebilir aksine küçülürler.
Konyapor çokmu güzel oynadı ? hayır, ama ikinci yarı skoru korumak adına geriye yaslanan Fenerbahçe karşısında tek kale oynamış gibi görünen yeşil beyazlıların olumlu ve organize geliştirdiği pozisyon yoktu. Burada ne Aykut Hoca'nın nede oyuncuların suçu yok. Suç akşam yine görüldüğü üzere halâ Traore ve Holmen'in yerini dolduramayan ve geldiği günden beri üçüncü olmuş, Avrupa'da direk gruplara kalmış bir takımın borcunu, bir türlü 20 milyon liranın altına düşürememesi nedeniyle yönetimindir.
Ayrıca Konya Arena'da bütün ülkeye taraftar nasıl olunur, onun dersini veren Konyaspor taraftarına helal olsun. Böyle bir taraftar topluluğu her güzel şeyi hakediyor. Bu hakettiği şeyleri görmek için sadece Avrupa'ya gidip bir sezon sonra irtifa kaybetmesi değil, oyun anlamında üstüne konulması gereken güzellikleri hakediyor.
Bursa deplasmanında Atiker Konyaspor ne yapabilir, neler yapmalı bana göre sonuç ne olur ?
bir sonraki yazımda Perşembe günü 9m15cm. com. da bulabilirsiniz.
Kalın sağlıcakla.


21 Ekim 2016 Cuma

İKİ TAKIMADA YARAMADI !...

Atiker Konyaspor, Uefa Avrupa Ligi üçüncü maçında Braga'yı konuk etti. Öne geçtiği karşılaşmadan 1 - 1 lik skorla ayrılan yeşil beyazlılar, Pazartesi günü oynayacağı Fenerbahçe maçını düşünmeye başladı. Dün akşam Braga karşısında istenilen oyuna yakın bir seviyede izlediğimiz Atiker Konyaspor, her oynadığı Avrupa takımı karşısında biraz daha tecrübeli, özgüvene sahip ve bilinçli bir görüntü sergiliyor.  Gruptan çıkabilme iddiasını sürdürebilmek açısından, 1- 1 lik skor her iki takımada yaramadı. Rakip takım özellikle ikinci yarı Ömer Ali'nin olmadığı Konyaspor'a biraz daha baskı kurmaya çalıştı ve 45 - 60 dk. arası bunuda başardı. o talihsiz golde bu dakikalar arasında geldi. 55. dakikada Ahmet Hassan çok basit bir hatayı değerlendirdi ve skoru dengeledi. Sonrasında Atiker Konyaspor toparlandı ancak istediği gol pozisyonlarını bulabilmek adına çabaladı. İstediği pozisyonları yakalamış olsada olgunlaştıramayınca fazladan alınabilecek iki puan bence heba oldu.
Portekiz ekibi sert oynamayı seven ancak zaman zaman bunu abartarak ortamın gerilmesine sebep olan bir takım.
Bu maçın ardından oyuncuları tek tek değerlendirmek gerekirse,

SERKAN KIRINTILI : Bir maç önce UEFA tarafından haftanın kalecisi seçilen Serkan için söylenecek tek cümle var. Bu başarının devamılığı. Son derece başarılı, özgüvenli,
JAGOS VUKOVIC : Her maçta üstüne düşen görevi yerine tam anlamıyla getiren Vukoviç, dün akşam yine takımın vazgeçilmezlerinden olduğunu kanıtladı.
ALİ TURAN ; Dün tecrübeli oyuncuda çözemediğim bir sinirlilik, panik, ve hiç alışık olmadığımız birkaç basit hatalar vardı. onun dışında bildiğimiz Ali TURAN'dı.
BARRY DOUGLAS : Üzerine düşen görevi yerine getiren bir başka oyuncu DOUGLAS. Dünkü maçta göze çarpan aşırı bir hatası yoktu. Gösterişsiz ama garantici bir oyun anlayışı var.
NEJC SKUBIC : Takımın vazgeçilmezlerinden olan Skubıc, istikrarlı oyununu yine sürdürdü. Gol için yapmaması gereken hatayı anlık hata olarak değerlendirmek gerekir. Başarılı oyuncu yine istenileni verdi.
VOLKAN FINDIKLI : Volkan, hem ligde hem Avrupa kupalarında birşeyler yapmak isteyen, çabalayan ancak kendisinden beklenilen oyunu bir türlü veremeyen,  geçen sezondan beri kendini geliştiremeyen genç bir oyuncu. Belki hocasının verdiği talimatlara uyan bir oyun anlayışı var ama birçok zaman yapılması gerekenleri yapma insiyatifini kullanmayan, kullanmaya çalışsada yüzüne gözüne bulaştıran top kaybı yaşayacağını veya hata yapacağının korkaklığını hisseden ve doğal olarak tepki alan bir genç. Önemli maçlarda görev anlayışını tam anlamıyla yerine getiremeyen ve aslına bakılırsa kulübede biraz bekleyip abilerinden birşeyler alabilmesi gereken bir oyuncu.
ALİ ÇAMDALI : Kaptan, akşam tıpkı Ali Turan gibi heyecanlı, ve kendisinden beklenmedik hatalar yapan bir  oyuncuydu. Bir kaç önemli hataları dışında oyunu yönlendirmek ve gelişen atakları olgunlaştırmak anlamında bir düşüncesi yok gibiydi.
AMİR HADZİAHMEDOVIC : Oyun içerisinde çok sırıtmadı ancak, bu tür üst seviye maçlarında zayıf kaldığı gözle görülür bir şekilde belliydi. Amir, topa hakimiyeti konusunda sıkıntı yaşayan, ama top kapma özelliği bulunan ve açıkçası Volkan Fındıklı'dan daha çok özgüvene sahip bir oyuncu. Dünkü maçta görev anlayışına sahip bir görüntüsü olsada, bir türlü olgunlaşmaya çalışan ataklarda kendini gösteremedi.
DANNY MILOSEVIC : Bosnalı oyuncu orta alanın ofansif bölümünü çok iyi değerlendirdi. Ayaklarına hakim olan, top tekniği yüksek bir oyuncu. Olması gereken yeri iyi tesbit eden, ve bunu çoğu zaman başaran, bunun karşılığınıda alan bir oyuncu. Avrupa kupalarında Atiker Konyaspor'un ilk golünü atarak ilk puanını almasını sağlayan MILOCEVIC, yine takımın vazgeçilmezlerinden.
RYAD BAJIC : Dün akşam pek ortalıkta gözükmeyen bir konumdaydı. MILOSEVIC ile top alış verişlerinde sıkıntı yaşadı. BAJIC sanki kendisini Fenerbahçe maçına saklıyormuş gibi bir bu maçı önemsemeyen bir görüntü içerisindeydi.
H.İBRAHİM SÖNMEZ : Amir'in yerine giren oyuncu, maçın sonlarına doğru oyuna girdikten sonra takıma hareketlilik getirdi ve her oynadığı maçtan birşeyler alıp üstüne koymayı başaran bir görünümde. Halil İbrahim, gol yollarında etkili ama son vuruşlarında ve asistlerinde biraz sıkıntı yaşayan daha doğrusu egosuna hakim olamayan bir genç. Dün akşam oyunu hareketlendirsede boş alanları değerlendiremeyen, ikili sıkıştırmalarda kendini yere bırakan ve top kaybı yaşayan bir görünümdeydi.  Biraz bu konuda hassas olmalı. Ayrıca Hakemlerle fazla diyaloğa girmemeli.
ALBAN MEHA : Ömer Ali'nin yerine giren Meha, duran top oyuncusu. Oyun içerisine fazla girmeyen, savaşçı bir ruha sahip olmayan Meha, ne zaman rakip ceza alanı civarında serbest vuruş kazanılırsa o zaman akıllara gelen bir oyuncu. Dün akşamda maçın sonlarına doğru bu tür topları bekledik ama Meha'ya o şans gelmedi. Ancak şunuda belirtmeliyimki Meha çoğu zaman savunmada arkadaşlarına yardımcı olan bir yapıya sahip.
ÖMER ALİ ŞAHİNER : Söylenecek fazla birşey yok. Ömer Ali olmayınca oyunun seyri değişiyor. Bir çok maçta oyun Ömer Ali'nin üzerine kurulduğunu gördük. Olmazsa olmazların başında gelen oyuncunun sakatlığı beni çok üzdü. Bir önceki maçta baldırındaki sakatlıktan korkmuştum ama bu maçta ilk onbirde çıkınca sevindim. Bu sevincim malesef yarıda kaldı çünkü ilk 45 dakikanın sonlarına doğru kendini yere bıraktığı zaman eyvah dedim. İnşallah çekilecek olan MR. temiz çıkar sadece zorlanmaya bağlı ciddi bir sıkıntısı olmayan sakatlığı vardır diye dualar ediyorum.
Dün akşam sert oynayan rakiplerine karşı direndi ama kendisini çok fazla zorladı. hırs yaptı. Çok doğal ama bu takımın ona çok ihtiyacı olduğu bir oyuncu olduğu için dünkü maçta sert giren rakip oyuncularıda ayıpladım doğrusu. Tamam sert oyun stratejisi vardır ama bu resimde görüldüğü gibide olmamalı. diye düşünüyorum.Öyleki, dün akşam resimde görüldüğü üzere Atiker Konyaspor'un ataklarını olgunlaştıran Ömer Ali'yi yok artık dedirten ve uçan tekmeyle durdurmaya çalışan bir ekipti Braga.

Sonuçta her iki takımada yaramayan bir sonuç çıktı ortaya. Shaktar'dan 5 yemesine rağmen GENT ikinci sıradaki yerini korudu. Konyaspor - Braga maçında her iki takım adına çıkacak bir üç puan Gent takımını en azından bu üçüncü maçlar sonrası  bu kadar rahat bir pozisyona sokmayacaktı.
Benim korkum, her Avrupa maçı sonrası bir çok takımın yaşadığı puan kayıpları. İnşallah bu fobi bu hafta oynanacak olan maçta kırılır.
Pazartesi günü Fenerbahçe maçından önce görüşmek ümidiyle,
Kalın sağlıcakla.


20 Ekim 2016 Perşembe

BUGÜN MUTLULUK GÜNÜ !...

UEFA Avrupa ligi 3. maçında Atiker Konyaspor, Konya Arena'da bu akşam oynanacak karşılaşmada Portekiz temsilcisi Braga'yı konuk ediyor. İlk iki maçında puan alamayan yeşil beyazlılar, bugün Braga karşısında hem gol atmayı hemde puan yada puanlar almayı hedefliyor. Aslına bakılırsa Shaktar ve Gent maçlarında edindiği tecrübe nedeniyle ve Braga'nın puan sıralamasındaki durumu nedeniyle bu maç, Braga kadar Atiker Konyaspor içinde büyük önem taşıyor. Portekiz temsilcisi bu maçtan galibiyetle ayrılarak grupta iddiasını devam ettirmek niyetinde ancak aynı hedef ve aynı düşünce Atiker Konyaspor içinde geçerli. 1 puanı bulunan Braga' yı mağlup ederek rakibinin puan olarak üstüne çıkacağı maçta yeşil beyazlılar, hem ilk kez çıktığı Avrupa liginde ilk golünü atmak, hemde yine ilk galibiyetini ve puanlarını almak düşüncesinde. Böyle bir durum oluştuğu takdirde Gent takımının alacağı sonuçlara göre grup ikinciliği iddiasınıda devam ettirme olasılığı ortaya çıkacak. Peki Braga karşısında Atiker Konyaspor ne yapabilir ne yapmalı ?
Öncelikle Aykut hoca'nın her zaman benimsediği sabırlı oyununu oynamalı, sakin olmalı, panik olmamalı ve özgüveni yerinde olmalı. Grupta kaybedeceği hiç birşeyi olmayan Atiker Konyaspor, gruptan çıkamasa bile edindiği tecrübe önümüzdeki sezonlar için çok faydalı olacaktır. Gruptan çıktığı takdirde ise hem maddi hem manevi kazancının yanı sıra, şimdiye kadar edindiği tecrübenin biraz daha fazlasına sahip olacaktır. Bu nedenle Braga maçı Atiker Konyaspor için bir anlamda tamam yada devam maçı niteliğinde olacak. 
Vukovıc ve Hora'nın durumlarının maç saatinde belli olacağı maçta çıkacak 11 elinden geleni yapacaktır buna herkes inanıyor. Bu inancı oyuncular boşa çıkarmamak için bugünkü maçtan yenilmeden ayrılacağını hatta galip geleceğini düşünüyor ve hissediyorum. 
Braga orta sahası ve defansı iyi bir takım olsada, kenarları kullanan rakibe karşı, zaafları olan bir takım. Gol yollarında pek etkili olmayan Braga, orta alanda yaptığı hazırlık pasları ile zaman zaman derinlemesine ancak genelde oyunu kanatlara yığan bir takım. Bu yüzden Atiker Konyaspor defansı bireysel hata yapmadığı sürece bu maçta gol yemeyeceğini düşünüyorum. Aksine ilk dakikalarda bulabileceği bir gol ile rakibini tamamen oyun dışında bırakabilecek bir durum bile oluşabilir. Böyle bir dürumda yani atılacak bir golün ardından kronikleşen hastalık halindeki geriye yaslanma olayı olmadığı takdirde bu maçı Atiker Konyaspor'un rahatlıkla kazanacağını düşünüyorum. Braga böyle bir durumda aynı yeşil beyazlılar gibi gruba neredeyse havlu atacağı için, zaman zaman hızlı çıkışlar yapacaktır ve bu durum, tamda Aykut hoca'nın istediği oyuna dönecektir. Sahip olunan topla kontra çıkışlar ve ileride birden çoğalarak goller bulması bile  muhtemel en az 40.000 taraftarı ayağa kaldıracak bir maç gibi görüyorum. 
Galibiyet halinde hesapların karışacağı bir grupta Atiker Konyaspor'u hem ligde hem Avrupa'da zor bir maç serisi bekliyor. Bu zorlu seri tabiki takımı hem fiziksel hemde zihinsel olarak çok yoracak ve yıpratacak ama işte profesyonellik tamda bu noktada başlıyor. Bu yüzden oyuncular istikrarı yakalayabilmek ve inancını her zaman sahada göstermek durumunda.
Resimde görülen gol veya goller sonrası yaşanan mutluluğu, bu akşam  Konya Arena'da yaşayabileceğimizi düşünüyorum.
Yani büyük Konyaspor taraftarı, bana göre bugün mutluluk günü olacak. ben böyle düşünüyorum. biliyorum sizlerde aynı düşüncedesiniz. O zaman bu akşam yaşanacak sevince hazır olun. 
UEFA Şampiyonlar liginde Beşiktaş'ın Napoli zaferinden sonra, bugün oynanacak olan Avrupa liginde Atiker Konyaspor'a, Man.United karşısında Fenerbahçe'ye, ve Ankara'da oynanacak olan maçta Villareal'i konuk edecek olan Osmanlıspor'a başarılar diliyorum.
Kalın sağlıcakla.

19 Ekim 2016 Çarşamba

NAPOLİ - BEŞİKTAŞ 1

UEFA Şampiyonlar ligi grup maçlarının üçüncüsü bu akşam oynanancak karşılaşmalarla başlıyor.
İlk iki maçından beraberlikle ayrılan temsilcimiz Beşiktaş, bu kez, favori gösterilen Napoli deplasmanından ilk galibiyetini alarak dönme hesapları yapıyor. Üst üste iki kez Napoli ile karşılaşacak olan Beşiktaş, rakibini ekarte ederek grup liderliği için iddialı konuma gelme planları içerisinde. Bu nedenle bugün akşam oynanacak olan maça çok önem veren siyah beyazlılar, Napoli'yi kendi sahasında mağlup edebilmesi için hızlı ve baskılı oynayacak şekilde hazırlandılar. Özellikle hafta sonu oynanan lig maçında inanılmazı başararak çok net golü kaçıran Aboubakar'a görev vermesi beklenen Şenol Güneş, yaptığı açıklamada kendisine forma vereceğinin mesajınıda verdi. Gol kaçırsada belkide bu maçı bekliyordur diyerek ilk onbirde görev vermesi bekleniyor. Formu üst düzeyde olan Cenk yerine Aboubakar'dan artık patlama bekleyen Beşiktaş taraftarıda aynı görüşte. Tolga Zengin'den eldivenlerleri alan Fabrıcıo'dan, Aboubakar'a kadar bütün takım, favori gösterilen İtalyan ekibine şok yaşatabilir.
Napoli kendi saha ve seyircisi önünde bu avantajı kullanmak istesede zaman zaman baskı kurmaya çalışaşacak, Önceki oynadığı iki maçtada kanatları iyi kullanan Napoli, orta alandan dikine oynayabilen bir yapıyada sahip. Bu yüzden özellikle Beşiktaş orta sahası ve defansının çok dikkatli olması gerekmektedir. Kara kartal bugün akşam defansında çok büyük ve bireysel hata yapmadığı takdirde gol yemez düşüncesindeyim. Orta alanda Oğuzhan'ın olmayışı  büyük bir sıkıntı gibi gözüksede Atiba, Talısca, Quaresma üçlüsü zaten Napoli defansını yıpratacaktır. Caner Erkin'in alıışılmış eski günlerdeki gibi sert ve isabetli ortalarına bu maçta çok ihtiyaç duyulacak. Çünkü Napoli geçtiğimiz haftalardan canı sıkkın bir takım. Eğer ilk golü Beşiktaş bulursa Napoli bence dağılır. Eğer gelebilecek bu gol erken gelisre hiç umulmadık bir farklı sonuç bile bu maçtan kara kartal lehine çıkabilir.
Olcay Şahan ve Tosic soldan, Andreas Beck ve sık yer değiştirmesi beklenen Quaresma sağdan Napoli kalesini abluka altına alması, aslına bakılırsa hiçte zor değil. Atıba ve Talısca ikilisinin orta alandan ileriye ve kanatlara çok sık çalışması, Beşiktaş'ın takım halinde korkmadan cesaretli olarak Napoli'nin üstüne gitmesi, Vodafone Arena'da oynuyormuş gibi rahat olması demek bana göre çok abartılan Napoli'nin çöküşü demektir. Beşiktaş - Napoli dizisinin ilk bölümü bu akşam ekranlarda olacak.
Kimbilir grup liderliği için bugünkü maçta çok şeyler beklediğimiz Aboubakar, bu resimde
belkide bu liderliği işaret ediyordur.
Akşam oynanacak bu maç için Beşiktaş'a, Yarın UEFA Avrupa Liginde oynayacak olan Atiker Konyaspor, Fenerbahçe ve Osmanlıspor'a başarılar diliyorum.
Kalın sağlıcakla.  

16 Ekim 2016 Pazar

SKOR İÇİN YORUM SİZLERİN !...

Başakşehir Fatih Terim Stadında oynanan M.Başakşehir - Atiker Konyaspor karşılaşması her iki takım açısından farklı önem taşıyordu. Ev sahibi ekip, Süper Ligde hem liderliğini sürdürmek hemde namağlup ünvanını devam ettirmek için sahaya çıkarken, Atiker Konyaspor, geçen sezon elde edilen başarının devamlılığı açısından bu maça çok önem verdiler. Ancak Atiker Konyaspor'un eksileri  Başakşehir'in galibiyet ibresini biraz daha yükseltiyordu. Öncelikle hafta içerisinde sakatlanan ve takımın vazgeçilmezi olan Vukovıc'ın olmaması, gol için transfer edilen Hora'nın tam olarak iyileşmemesi, Perşembe akşamı Braga ile Konya'da oynanacak olan UEFA Avrupa liginin üçüncü maçında en azından goller atıp puan yada puanlar almak istemeleri, nedeniyle oyuncuların  bu maça odaklanamamaları Başakşehir maçı için yeşil beyazlıları 1-0 geride başlatan faktörlerdi. Ancak yine bir ekim ayında oynanan bu maçın şöyle bir özelliği vardı. Yine diyorum çünkü geçtiğimiz sezon 25 Ekim de oynanan maçta yeşil beyazlılar belkide kulüp tarihinin en kötü oynadığı maçta    rakibimize 4 - 0 mağlup olmuştu.
Sezonun ilk haftalarında Avrupa yorgunu olması nedeniyle istikrarı tam olarak yakalayamayan yeşil beyazlılar, bu haftaya kadar henüz mağlubiyet yüzü görmeyen Başakşehir karşısında özellikle ikinci yarıda yaslanması ve Başakşehir'in oynamasına izin vermesi nedeniyle evsahibi takımın oyun hakimiyetini ele geçirmesine vesile oldu. Aslına bakılırsa ilk yarıda oyunun büyük bölümünde üstün olan taraf Atiker Konyaspor'du. İkinci yarı ise geriye yaslanmak rizkini kullanan Atiker Konyaspor, beklenen defans hatasını maçın sonlarına doğru yapınca, Sağlı sollu gelmeye başlayan Başakşehir karşısında Mehmet Batdal ile geriye düştü. En az bir puan için gittiği İstanbul'da asıl oynaması gereken sisteme bu golün hemen akabinde dönen yeşil beyazlılar, golün sevincini ev sahibine fazla yaşatmadı ve bir dakika sonra hızlı çıkan Ömer Ali, ceza sahası sağ çaprazı içerisinde vurduğu top milli kaleci Volkan Babacan'dan sekti yerdeki Ömer ali'nin son bir hamleyle penaltı noktasına doğru çıkardığı top Balic'in önünde kaldı  ve Balıc skoru düzgün bir vuruşla eşitledi. Ancak çok önemli bir Braga maçı önecsinden Ömer Ali'nin bu pozisyonda baldırını zorlaması oyundan alınmasına neden oldu.
Maçın sonlarında her iki takımda 5 dakikalık uzatmada girişimleri olsada Mete Kalkavan son düdüğü çaldı ve maç 1 - 1 sona erdi. Atiker Konyaspor açısından başlayan zorlu haftalar serisinin ilkinde, hücum gücü yüksek, çok atıp az yiyen bir takım karşısında Atiker Konyaspor, sağlam defansıyla ve akıllı oyunuyla üç puana uzanabilirdi. Özellikle dönen toplarda ve hava toplarında etkisiz olunca istediği oyunu oynayamadı.  Ev sahibi ekip, ofansif ve hızlı oynayan, Atiker Konyaspor ise sabırlı ve defansif anlamda daha sağlam olan bir maçta, sezonun çok iyi oynayan takımı karşısında galibiyeti kaçıran pozisyonları ilk yarıda bulmuş olmasına rağmen değerlendiremedi.  
Atiker Konyaspor, bu maça gelene kadar iki kulvardada oynamanın tecrübesizliğini ve zorluğunu yaşadığı için Milli maç arasını iyi değerlendirmiş bir görünümdeydi. Her haliyle ilaç gibi gelmiş olan milli maç arasında yeşil beyazlı ekip,  Avrupa liginde oynadıkları hem Shaktar hemde Gent maçlarından sonraki Süper Ligde kaybedilen puanları bu kez Braga maçı öncesi biraz telafi ettiler.
Başakşehir açısından baktığımız zaman İstanbul ekibi, ligin ilk 6 haftasında çok iyi oynayan, ve birkaç hafta liderliği bırakmayan bir takım olması,  90 dakika boyunca oyun disiplininden hiç uzaklaşmaması, çok koşan ve etkili bir takım olması nedeniyle bu sezon birçok takıma hayal kırıklığı yaşatacak gibi bir kadroya ve kaliteye sahipler. Bu haftaya kadar mağlubiyet yüzü görmemeleri zaten bunu ıspatlıyor.  Sadece Osmanlı ile beraberlik dışında puan kaybı yaşamayan Abdullah Avcı'nın öğrencileri için ben,  takım anlamında bu sezon diğer sezonlardan daha üst düzeyde olabileceklerini düşünüyorum. Bu maça kadar 14 atıp sadece 3 gol yemeleri hem ofansif hemde defansif anlamda çok güçlü oldukları anlamıına geliyor.
Sistem açısından Aykut Hoca'nın istediği oyun belki bu değildi ama, çok gereksiz pas hataları, ve atılan pasların şiddetini bir türlü ayarlayamamaları bir kaç maçtır benim dikkatimi çeken en önemli faktörler. Takım hücumdayken ve müsait pozisyonda bulunan arkadaşları varken birden bire  geriye pas çıkarılması, veya çok anlamsız bir bölgeye top taşınması Atiker Konyaspor'un bir arayış içerisinde olduğunu gösteriyor. Atılan uzun toplar bile geriye gelmesi kondisyon açısından takımı bence biraz daha fazla yıpratıyor. Bu düzenin ve sistemin sanırım Avrupa maçları bitene kadar devam edeceğini tahmin ediyorum. Ancak ligdeki birkaç haftalık zorlu seride kaybedilmesi muhtemel puanlar, Atiker Konyaspor'un  geçen sezonki başarının altında kalabileceğini ve geçen sezonki üçüncülüğü yineleyebilmesi için gerekli olan puan aralığını biraz daha açacaktır.
Önce perşembe akşamı Braga, sonra Pazartesi Akşamı Fenerbahçe maçlarında Atiker Konyaspor, sistem arayışını bulabilirse her iki takımıda Konya'dan eli boş gönderebilecek kadroya ve kaliteye sahip. Oyuncular çok yıprandı belki ama hırsları ve kazanma istekleri aşırı olduğu için saha içerisinde istediklerini tam anlamıyla yapamıyorlar diye düşünüyorum. Kanatları  hemen hemen hiç kullanmayan bir görünümde olan ve derinlemesine atılan paslarla gol arayan yeşil beyazlılar sonuçta zorlu deplasmandan 1 puanla döndü.
Şu görüntüdeki oyun, hırs, istek ve kazanma arzusunu 90 dakikaya yaydığı zaman Atiker Konyaspor çok daha başarılı bir takım olacaktır.
Başakşehir karşısında ilk yarısındaki oyun ve ikinci yarıdaki oyun arasında çok fark olsa bile atılabilecek gol pozisyonlarını, oyunu yavaşlatarak ve geri - yan pas yaparak cömertçe harcayan Atiker Konyaspor için bu maçta alınan 1 puan sevindiricimi yoksa üzen bir skor mu, yorumu sizlere bırakıyorum. 
Kalın Sağlıcakla.



13 Ekim 2016 Perşembe

M. BAŞAKŞEHİR VE İSTANBUL BÖLGESİ HAKEMİ METE KALKAVAN.

Milli maç için verilen aranın ardından Spor Toto Süper Ligin 7. haftası,  bu hafta sonu oynanacak olan karşılaşmalarla devam edilecek. Atiker Konyaspor, İstanbul Fatih Terim Stadında pazar günü oynayacağı M.Başakşehir deplasmanında puan arayacak. Karşılaşmayı İstanbul bölgesi hakemi Mete Kalkavan yönetecek.
Bu tür maçlara, neden kafalarda soru işareti kalmaması için başka bölgelerin hakemleri atanmaz ?sorusunun cevabını verecek tek kurum Türkiye Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kuruludur.
Şimdi bu sorunun cevabını verecek olan kuruma soruyorum.  pazar günü oynanacak olan karşılaşmanın başlangıcından bitiş düdüğüne kadar yapacağı en ufak bir hata, sonucu etkiler ve bir takımın canını yakarsa sorumlusu kendisidir. Ancak sayın Kalkavan bir şekilde hafifletici suçtan dolayı yargısız infaz edilmeyecektir. Çünkü Kalkavan'a bu görevi veren kurum yanlı bir karar verdiği düşüncesiyle zihinlerde yer alacaktır. Böyle bir skandal olabilirmi ? İstanbul'da bir maç oynanıyor, anadoludan bir takım ile İstanbul'un bir takımı maça çıkıyor, ve bu maça İstanbul'dan hakem atanıyor. Siz bu hakeme ve bu hakemi atayan kuruma ne kadar güvenebilirsiniz ?
Geçtiğimiz sezon yine bir Ekim ayında 9. hafta karşılaşması oynanıyor.  Başakşehir ve o zamanki adıyla Torku Konyaspor yanlış hatırlamıyorsam Abdülkadir Bitigen'in yönettiği karşılaşmada karşı karşıya geldi. Benimde Fatih Terim Stadında olduğum maçta Torku Konyaspor belkide kulüp tarihinin en kötü futbolunu oynadığı maçı 4 - 0 kaybetti. olabilir. Futbol bir oyundur. Yenilebilirsin, Yenebilirsin yada Berabere bitebilir. gayet doğaldır. Ancak şöyle bir empati kuralım. o tarihde Başakşehir'in yerinde olsak, çok güzel bir oyun oynasak veya rakip son derece kötü bir futbol sergiliyorken, bir hakem hatası nedeniyle çok iyi oynadığın bu  karşılaşmayı kaybettiğin takdirde verilen emeklere yazık olmasının yanı sıra, olmasa bile, kendi bölgesi olduğu için yanlı yönetim gösteren hakem nedeniyle yenildik düşünceleri yüzde yüz kafalarda yer alacaktır.
işte bu yüzden her sezon karşılaştığımız bu sorunun çözümü için birileri birşeyler yapmalı diye düşünüyorum.                                  


Mete Kalkavan, Süper Lig tarihinde şimdiye kadar 201 maç yönetmiş, Yönettiği bu maçların 102 tanesini ev sahibi takım kazanırken, 48 maç beraberi sonuçlanmış ve 51 maçıda deplasman takımları kazanmış. yani kaybedilen maçlar ile kazanılan maçların oranı tamda yüzde 50.
Mete Kalkavan elini cebine çabuk götüren ve hiç tereddüt etmeyen bir hakem, 920 sarı kart ve 46 kırmızı kartını kullanmış.
Mete Kalkavan'ın Süper Lig tarihinde yönettiği 8 maçta, bu hafta ev sahibi olan M.Başakşehir,  biri içerde biri deplasmanda olmak üzere 2 galibiyeti, Biri kendi sahasında diğer üçü deplasmanda olmak üzere dört beraberliği ve hepside deplasmanda olmak üzere üç mağlubiyeti bulunuyor, Buna Karşılık aynı hakemle 4 maça çıkan Atiker Konyaspor Süper lig tarihinde bir kez içeride kazandı, bir kez deplasmanda berabere kaldı ve iki kez deplasmandan puansız döndü.

Bölgesi için demiyorum doğum yeri bile İstanbul olan Mete Kalkavan'ın istatistikleri böyle. Ancak şunuda inkar etmeyelim. Doğruyu söylemek gerekirse ligin başlangıcından bu yana harika sonuçlar alan ve iyi oynayan Başakşehir bu maçta bana göre favori. Ama hiç bir maç oynanmadan sonucu belli olmayacağı için büyük ve kesin konuşmamakta yarar var. Çünkü Milli maç arası bence Atiker Konyaspor'a ilaç gibi geldi. En büyük dezavantajı ise pazarı değil perşembe'yi düşünüyor olmaları benim kafamda soru işaretleri bırakıyor.
Aykut hoca için birçok haber çıkması ayrı bir dert. Fakat ne Aykut Hoca'ya nede Atiker Konyaspor'a geçen sezon elde edilen başarı nedeniyle zarar vermek isteyenler amaçlarına ulaşamayacaklardır. Bu sezon izlediğim maçların bir çoğunda maçtan ziyada Aykut Hoca'yı gözlemledim. Kafası karışık gibi görünsede ortaya çıkan dedikodulardan değil bu karışıklık. Yeni bir sistemi takıma oturtma düşünceleri. Shaktar Aykut Hoca'yı izlemeye gelecekmiş, Milli takıma Aykut Hoca düşünülüyormuş, inanın Aykut Hoca'nın umurunda bile değil bana göre. çünkü Atiker Konyaspor gibi bir takım emanet edilmiş kendisine ve sadece onu düşünüyor.
Sözün özü bu.
Başakşehir zor maç olsa bile inşallah Atiker Konyaspor, zorlu bir serinin başlangıcından üç puan çıkarması dileğiyle.
Kalın sağlıcakla.






9 Ekim 2016 Pazar

MÜTHİŞ MAÇTA ZAFER BİZİM OLSUN !...

İZLANDA - TÜRKİYE

Hafta içerisinde Perşembe akşamı Konya Arena'da oynanan Türkiye - Ukrayna maçının ardından, bugün deplasmanda İzlanda ile karşılaşacak olan A Milli takımımız, İzlanda'ya üç puan parolası ile gitti. Özellikle Konya'da oynanan Ukrayna maçının ikinci yarısındaki oyunu ortaya koyması durumunda ve bu performansı 90 dakikaya yayması aslında üç puan için pekte uzak bir ihtimal değil. En azından bu oyun, bu istek, bu hırs ve kazanma arzusu yenilmeden dönmemizi sağlayacaktır. Ancak Kuzey avrupa ülkesindeki birçok takım gibi İzlanda, fizik gücü yüksek, sert oynayan, ve asla 90 dakika boyunca oyun disiplininden düşmeyen ve çok koşan bir takım. Bu nedenle özellikle defans hattında bulunan oyunculara çok iş düşüyor ve ceza alanı civarına ev sahibi takımı fazla sokmamak gerekiyor. Özellikle duran toplarda hava üstünlüğü olan İzlanda karşısında defans çok dikkatli olmalı.
Oyunun genelinde topa daha çok sahip olması beklenenn İzlanda, Kaleden ileri uçtaki son adama kadar disiplinli olsada, orta alanda ve üçüncü bölgede çok top kayıpları yaşayan bir takım.  Milli takımımız ise İzlanda karşısında daha teknik ve bireysel yetenekleri daha iyi kullanan oyunculara sahip. Ukrayna karşısında tekniğini ve yeteneklerini kullanan takım çok iyi bir geri dönüş yapmasına rağmen galibiyeti kaçırmıştı. İşte böyle bir ruh haliyle oynadığımız zaman akşam neden bir zafer daha elde edilmesin, neden sokaklar coşkuya dönüşmesin ? Zaten Fatih Hoca, özellikle motivasyonu sağlayabilmek için sahaya nasıl bir ruh yapısıyla çıkılacağını belirterek üç puanın çokta uzakta olmadığını ima etti. 
Avrupa elemelerinde Konya'da son dakikada elde edilen başarı neden olmasın? İzlanda'yı son bölümlere kadar uyutup son dakikalarda atılacak bir gol elemeler için çok önemli olacaktır.
İşte böyle bir zaferi hatırlatarak oyuncularımızın sahaya nasıl bir istekle çıkması gerektiğini sizlerle paylaşmak istedim.
Videoyu izleyerek o güzel heyecanı bir daha yaşamaya ne dersiniz?










İzlanda Milli takımında kaptan Gunnarsson'un cezalı durumda olması avantaj gibi görüksede aslında bakıldığı zaman kurnazlık yapan Teknik direktör Heimir Hallgrimsson,  bir önceki maçta finlandiya karşısında Bödvaarsson ve Hannes Thor'u  gizleyerek dinlenmelerini sağladı.Bödvarsson orta alanın ofansif bölümünde etkili bir isim. Thor ise Türkiye maçını düşünürek riske edilmeyen başarılı eldiven, bu akşam oynanacak karşılaşmada büyük ihtimalle ilk onbirde sahaya çıkacaklardır.  Deplasmanda 9 kez karşılaştığımız İzlanda milli takımına karşı hiç galibiyetimizin olmadığı gerçeğini bu kez değiştirmek, bu şanssızlığı kırmak için artık herşey sahaya çıkacak ekibin elinde.
Dünya kupası eleme maçlarında bu tür turnuvalarda elde edilecek her puanın ve atılacak her golün çok önemli olması nedeniyle, İzlanda'dan büyük bir zaferle dönmesini beklediğimiz A Milli Takımımıza sonsuz başarılar diliyorum.
Kalın sağlıcakla.